Okurlarım soruyorlar, “EYT niçin gecikti? Acaba seçim sonrasına kalır mı? İptal olma ihtimali var mı? Maaşımızı ne zaman alırız?” diye… Bu soru, siyasetçilere ve bürokratlara da soruluyor.

Teklif Meclis’e geldiğinde önergelerle kapsamı genişlemezse, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kabine toplantısı sonrasında açıkladığı haliyle 2 milyon 250 bin kişi bu kapsamda emekli olacak.

Aileleriyle birlikte 10 milyon kişiyi ilgilendiren bir düzenlemeden söz ediyoruz. Seçime giderken, kimse bu kadar geniş bir vatandaş kitlesinin rızasını kazanmaktan geri durmaz…

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu nedenle, devletin büyük fedakârlıklar yaparak 200 milyar TL’lik bir yükü sırtlanarak, yaş şartı olmadan emeklilikte yaşa takılanları emekli edeceklerini açıklamıştı.

AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, EYT düzenlemesinin muhtemelen önümüzdeki hafta Meclis'e sunulacağını; ilk maaşlarını mart ayında alacaklarını söyledi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik de Şubat ya da en geç Mart ayında düzenlemenin hayata geçeceğini belirtmiş; “Kendi takvimi içerisinde yürüyor. Bu konudaki irade ortaya çıkmıştır” demişti.

Aslında EYT düzenlemesinin geçen hafta TBMM’ye sunulması bekleniyordu ancak küçük bir gecikme yaşandı. Ben de kaynaklarımdan önümüzdeki hafta teklifin Meclis’e sunulacağını öğrendim.


Bu arada, EYT düzenlemesinin öyle söylendiği gibi kolay olmadığı, çok geniş kapsamlı ve zor bir düzenleme olacağı anlaşılmış oldu. Birçok sıkıntılı tarafı bulunuyor ve hükümet, hata yapmak istemiyor. Kolay değil, 15 Temmuz 1996 darbe girişiminden sonra kamuda emeklilik hakkı kazanmış 800 bin kişi emekli edilmişti. Burada büyük zorluklar yaşanırken, EYT düzenlemesi 2 milyon 250 bin kişiyi ilgilendiriyor. Başvuruların alınmasından tutun da maaşların ve hizmet sürelerinin hesaplanması, borçlanmalar, her biri ayrı bir hesaplama ve uzmanlık gerektiriyor.

Her ne kadar SGK’nın gerekli altyapıyı kurduğu ve buna hazır olduğu söylense de maaş tahsis biriminde bu meseleyi kolaylıkla atlatacak kadar uzman personel bulunmuyor. Öğrendiğime göre iki bakanlık arasında gidip gelen teklifin maddelerinin yazımı, başlı başına bir uzmanlık ve hassasiyet gerektiriyor. Teklifin Meclis’e sunulmasının gecikmesinin temel nedenleri olarak şunlar sayılıyor:

- Çok geniş kapsamlı düzenlemenin onlarca alt başlığı ve etkileyen unsuru bulunuyor. Bu nedenle hesaplamanın çok iyi yapılması lazım. Bu konuda yeterli uzman personel yok. Çalışmalar sürüyor.

- Söylendiği gibi Mart ayında EYT’liler ilk maaşlarını alacaklarsa başvurunun yapıldığı tarihten itibaren emekli sayılacakları için büyük bir ekonomik kaynağa ihtiyaç var. Bu kaynağın kullanımı için en uygun tarih seçilecek. Anladığımız kadarıyla hükümet, ilk maaşı, seçim öncesi ödeyerek vatandaşların memnuniyetini kazanmak istiyor. Yasanın çıkışı ve başvuru tarihine bağlı olarak birikmiş 3 aylık maaşın tek seferde ödenmesi söz konusu.

- EYT düzenlemesinden yararlanacak özel sektör çalışanları da bulunuyor. Bunlarla ilgili de süre istendiği belirtiliyor. EYT'lilerin kıdem tazminatı noktasında işverenlere Kredi Garanti Fonu'ndan destek verilecek. EYT'den dolayı kıdem tazminatını alarak emekli olan ancak işine devam etmek isteyenlere özel 5 puan SGK destek primi indirimi yapılacak.

- Yasal süreç tamamlandıktan sonra başvurular, e-devlet üzerinden SGK'ya yapılacak. Buradaki yığılmaların ve sistemde kilitlenmelerin önüne geçebilmek için çeşitli başvuru sıralama tedbirleri düşünülüyor.

- Kanun teklifinin yazımı da çok önemli. Bu konuda bürokratlar titiz bir çalışma yürütüyorlar. Hatalı bir kanun yazımı, EYT’nin genişlemesine yol açabileceği gibi yeni mağduriyetler de doğurabilir. Seçim öncesinde kimse böyle bir riski üstlenmek istemez.


- Sosyal güvenlik mevzuatında belli dönemlerde yapılan reformlarla birlikte emeklilik koşulları da değiştirildi. Bu mevzuatın tümünün taranması bir yana, yaş şartının konulduğu 8 Eylül 1999 öncesinde ilk kez sigortalı olanlar EYT’li kabul ediliyor. 1999 öncesinde sigortalı olduktan sonra erkekler için 25, kadınlar için 20 yılı doldurmuş olmak gerekirken, yaş şartı aranmadan 5 bin prim gününü doldurmuş olanlar emekli ediliyor.

- 8 Eylül 1999’dan önce sigortalı olup 5 bin prim gününü tamamlamayanlar hizmet süresi erkeklerde 25, kadınlarda 20 yılı aşsa da EYT kapsamında emekli olamıyor. Bunların eksik günlerini tamamlamaları gerekiyor.

- Bağ-Kur ve Emekli Sandığı mensupları için kadınlarda prim gün sayısı 7 bin 200, erkeklerde ise 9 bin olarak belirlenmişti. Bu konunun eşitsizlik doğurduğuna ilişkin sendikalar ve meslek örgütlerinden gelen talepler var. Bunların dikkate alınıp alınmadığını yasa teklifi, Meclis’e geldiğinde göreceğiz.

- Uzun yıllar Emekli Sandığı’na bağlı olarak kamuda çalışmış üst düzey bir bürokrat veya uzman memur, özel sektöre geçip, tavan ücret üzerinden prim yatırsa dahi alacağı emekli maaşı, tüm sigortalılık süresi özel sektörde geçmiş birinden yarı yarıya düşük olacak. Memuriyetteki tavan ile SGK’lı ücret tavanı birbirinden farklı. Bu durumdakiler tavan ücretin eşitlenmesini istiyorlar. Çünkü aylık bağlama oranları başlangıçtan itibaren sürekli düşüyor ve dönem dönem alınan ortalama ücret üzerinden bu çarpan hesaplanıyor.

- EYT düzenlemesi yeni bir soruna da kapı aralayacak. Hükümet yasanın değiştiği 8 Eylül 1999 öncesini milat olarak kabul ediyor. Bu tarihten sonra yaş şartı getirildi. Bu tarihten bir gün sonra sigortalı olanlar bu yasadan yararlanamıyor. Yeni mağduriyetlerin ya da taleplerin oluşması kaçınılmaz. Yasal süreçlerle uğraşmamak için kanun gerekçelerinin çok iyi yazılması gerekiyor. 9 Eylül 1999’dan sonra işe girenler Cumhurbaşkanlığı CİMER’e taleplerini ilettiler. Aynı zamanda dernekleşme yoluna girdiler. Bunun adaletsizlik doğurduğunu savunuyorlar.


EMEKLİLİKTE ADALET PLATFORMU

Şimdi Emeklilikte Adalet Platformu (EAP) adında yeni bir mağdurlar grubu oluşturuldu. Kendilerine, “2000 sonrası SGK mağdurları” diyen bu grup, sosyal medyada faaliyet gösterirken, EYT’liler gibi dernekleşme yoluna girdiler.

Ayrıca, 5510 sayılı Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile 1 Mayıs 2008 tarihinden sonra ilk kez sigortalı olanlar için kademeli emeklilik sistemi getirilmiş ve 7200 prim gün sayısı konulmuştu. Kadınlarda 58 yaş, erkeklerde 60 yaş sınırı getirildi. 2035'den sonra ise emeklilik yaşı 65'e çıkarıldı.

Çeşitli tarihlerde sigortalı çalışmaya başlamış vatandaşlar da taleplerini belki bir sonraki seçimde gündeme getirebilmek için örgütlenmeye ve çalışmaya başladı.

8 Eylül 1999’dan önce işe girenler için ayrı, 8 Eylül 1999 ile 30 Nisan 2008 tarihleri arasında işe girenler için ayrı, 1 Mayıs 2008 günü ve sonrasında işe girenler için ise farklı bir emeklilik zamanı hesaplanıyor. Bundan etkilenenler de kendi tezlerini siyasete anlatmaya çalışacaklar…

SÖZLEŞMELİLERE KADRO

Kamuda çalışan 458 bin 615 sözleşmeliye kadro verilmesini içeren Devlet Memurları Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildi. Yeni düzenlemeyle 28 Kasım 2022'den önce sözleşmeli personel kapsamında çalışanlar memur kadrosuna geçebilecek.

Bu konuda da bazı sıkıntılar yaşanıyor. En önemlisi yasanın çıktığı tarihe kadar 4/C’li olarak çalışmış bir kamu personelinin hizmet yılı geçmişe dönük olarak memuriyet derecesine yansıtılmıyor. Genel İdari Hizmetler veya Yardımcı Hizmetler Kadrosuna geçecek olan bu durumdaki personel, “Kadromuz değiştiğinde maaşımız da düşüyor; emekli maaşımız daha düşük oluyor. Emekli olmak için 20 yıl daha çalışmam gerekecek. Bu durumda kadromu değiştirmem” diyor. 15-16 yıl bu şekilde çalışmış olan personel, geçmiş hizmet süresinin de memuriyete sayılmasını istiyor. Genel Kurul’da önergeyle çözülmesi gereken konulardan biri de bu...

Bülent Aydemir[email protected]m

Habertürk