Haziran 2014’te Denizli 112’de çalışırken büyük bir heyecanla Denizli’de düzenlenen Ulusal Medikal Kurtarma Ekipleri temel eğitimini Denizli İl Sağlık Müdürü Dr. Mahmut Tekin, İl Sağlık Müdürü Yardımcısı Dr. Bekir Yenipazarlı ve İl Ambulans Servisi Başhekimi Dr. Abdullah Ayan’ın da içinde bulunduğu yirmi kişilik bir grupla almıştım. Eğitim süresince tüm eğitmen ağabeylerimiz ve ablalarımız tarafından bize aşılanmaya çalışılan “UMKE Kardeşliği”ni 18-22 Ekim 2014 tarihleri arasında habersiz yapılan Denizli İl Sağlık Afet ve Acil Durum Planı 19. Bölge İlleri Tatbikatında çok daha iyi anlama fırsatı buldum.
18 Ekim sabahı saat 05.15’te telefonum çaldığında İlker Ağabey beni arayarak “Kardeşim Denizli’de deprem meydana gelmiş 1 saat içinde hareket etmemiz gerekiyor.” dediğinde neye uğradığımı şaşırdım oradaki arkadaşlarımı arayarak bilgi almaya çalışırken bir yandan Aydın’a doğru hareket etmiştim. Arkadaşlarım durumun ne olduğunu bilmediklerini ve Acıpayam’a doğru hareket halinde olduklarını söylediler. Aydın’a vardığımda bütün ekip toplanmış, araçlar hazırlanmış beni bekliyorlardı. Benimde gelmemle beraber günün ilk ışıkları daha kendini göstermeden yola düşmüştük. Güzergâhımız üzerindeki iki arkadaşımızı da alarak yola devam ederken olayın tatbikat olduğu haberini aldık. Bu esnada ulaşım süremizi uzatmak ve tatbikatı daha karmaşık bir hale getirmek için çeşitli senaryolar devreye girdi.
Saatler 11.00’i gösterirken Denizli’nin Acıpayam ilçesindeki devlet hastanesinin yanında kurulmuş olan dev sahra hastanesine ulaştık. Haber geldikten sonra olay yerine kurulan çadırlara dev konteynırlar taşınarak kusursuz bir sahra hastanesi kurulduğunu gördüm. Sahra hastanesini gezdikten sonra kamp yapacağımız alana doğru hareket ettik. Kamp alanı Acıpayam Devlet Hastanesi’nin üst tarafında bir ormanlık alana kurulmuştu. Burada kamp, eğitim ve lojistik alanları belirlenmiş ve Denizli UMKE tarafından kısa sürede kurulumu yapılmıştı, bizlere tek düşen kişisel çadırlarımızı kurmak oldu.
İlk gün tanışma ve hasret giderme olarak geçmişken gün sonunda yapılan toplantıda İl Afet ve UMKE sorumlumuz Emine ablamın söylemleri tüm kampı özetliyor ve temel eğitimimizde bizlere aşılanan UMKE Kardeşliği hakkında önemli bilgiler veriyordu. Şöyle söyledi:
“Bugün gördüklerim beni çok çok mutlu etti. Hep söyleriz biz kardeşiz biz bir aileyiz diye. Ama bu böyle olmaz, böyle yürümezdi işler, kardeşlik sözlerde kalır, herkes bir tarafa çekerdi. Ancak bugün buraya attığımız ilk adımdan beri gerek güler yüzünüz gerekse davranışlarınızla, paylaştıklarınız ve hissettirdiklerinizle gerçekten kardeş olduğumuzu bir aile olduğumuzu gösterdiniz.Bunun böyle olmasında kimin, kimlerin katkısı olduğunu bilmiyorum ama kimler bunu sağladıysa çok çok teşekkür ederim. Bizler bir birimiz için varız, kocaman bir aileyiz ve bir olmalıyız.”
Kamp boyunca Emine Ablamın bu söylemlerini düşünürken Denizli ve Muğla ekiplerindeki kardeşlerimin hareketlerini gözlemledim. Oradaki insanlar; bütün gece soğuğu yemesine rağmen sabah bir bardak çayını, iki metre karelik çadırını, 300 gr bir konserveyi, bir dilim ekmeğini, buz gibi havada montuyla yeleğini, matarasında kalan bir yudum suyunu paylaşıyordu. Çadırdakiler rahat uyusun diye sıfır derece soğukta geziniyordu kamp alanında. Bu davranışlar bize aşılanmak istenen kardeşlik duygusunun göstergeleriydi ve artık biliyorum ki ülkemizin dört bir köşesinde kardeşlerim var benim. Olası bir afette ilk kez göreceğim, kopmasın diye canlar bu hayattan; ailesinden, sıcacık yuvasından kopmaya hazır kardeşlerim var.
UMKE 19. Bölge İlleri Tatbikatında bize gösterdikleri güler yüz ve sıcakkanlı davranışları için Aydın ekibi adına, Denizli ve Muğla ekiplerindeki kardeşlerime teşekkürlerimi sunuyorum.
İbrahim GÖKÇE