Öyle bir meslek düşünün ki çalışanları zorunlu görevlerini gerçekleştirmenin yanında vaktinden, gönlünden, ömründen ve hatta cebinden o mesleğe verdiği maddi manevi desteği bütün olumsuzluklara/sıkıntılara rağmen geri çekmesin.. Öyle bir meslek düşünün ki mesleğini hayatının merkezine oturtsun ve ondan bir aşk gibi bahsetsin.. O aşk yanıp sönen mavi ışığının heyecanında demlenirken onuru gibi taşıdığı üniformasıyla taçlansın..
UMKE ve 112..
Yetmiyor! Kendimizden verebildiklerimiz ve karşılığında aldığımız hayır dua yetmiyor.. Bir önceki açıklamaya dem vurarak öyle bir meslek düşünün ki eğitime eğitimci olmaya aç böylesi sahiplenilmiş bir meslek var mıdır? Sanırım bu istekli halden dolayıdır ki eğitimlere katılmak veya eğitimci olma isteğinin önünde sanki çıkar amaçlı bir şey istemişiz gibi karşımıza duran idareciler çıkabiliyor ve bu konuyu kendi çevrelerine jest amaçlı kullanabiliyorlar.. Bu konuyu kendim dahil bir çok kişinin yaşadığını biliyorum ve sadece şikayetle değil öneriyle geliyorum..
Lütfen eğitim alma veya eğitimci olma isteklerini illerin insiyatifine bırakarak kullanılmaya açık bir konu haline gelmesine izin vermeyin.. Eğitim isteklerini bakanlık alsın ve planlamasını yaparak illere kişi, tarih ve yeri söylesin..
Meslek aşkını öldürmek ne kimsenin hakkı ne de haddidir.. Bu cinayete göz yummak ise nazarımızda onun kadar kötüdür.. İlgili yöneticilerin konuya ciddiyetle bakacağını umarak herkese hayırlı çalışmalar diliyorum..