SEYFİ ÇELİKKAYA
(YOZGAT) - Yozgat’ın Sarıhacılı Mahallesi'nde 2021 yılında yurt dışından getirdiği fidelerle kurduğu lavanta bahçesinde üçüncü hasadını alan Harun Haliloğlu, pazar bulmakta zorlandıklarını söyledi. Haliloğlu, “En büyük sorunumuz çıkardığımız yağların pazar bulamaması, pazar bulamadığımız için de iç piyasada şu anda değerlendirmeye çalışıyoruz. Yurt dışı kanallarımızın gerek devlet, gerek hükümet yetkililerince ivedi bir şekilde, acil bir şekilde açılmasını talep ediyoruz” dedi.
Kozmetikten temizlik sektörüne, sağlıktan sanayiye kadar geniş bir alanda kullanılan lavantanın yetiştiriciliği konusundan önemli bir mesafe kaydedilen Yozgat’ta, üretimi yapılan lavanta bitkisi ihraç edilemeyince sıkımı yapılıp, yağ olarak iç piyasaya sürülüyor. “Yozgat lavantası memleket hatırası diye yola çıkmıştık ve yine Yozgat lavantası memleket hatırası diye markalaştırdık” diyen çiftçi Harun Haliloğlu, Bulgaristan’ın fason üretim yaparak AB ülkelerine ihraç ettiğini öne sürerek, Türkiye’nin de aynı şekilde ürettiğini ihraç edebilmesine yönelik hükümetin gerekli girişimlerde bulunmasını istedi.
“Bu seneki hasadımızda önceki yıllara nazaran yüzde 40’a yakın fire var”
Lavanta hasadına başlayan Haliloğlu, yağışların az olması nedeniyle bu yıl üründe yüzde 40 civarında bir kaybın söz konusu olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
“2021 yılı baharında ektik, daha doğrusu fideledik. İlk fidelerimizi yurt dışından getirmiştik, şimdilerde Türkiye'de yaygınlaştı. Bu sene dördüncü yıl üçüncü hasat. Bu seneki hasadımızda önceki yıllara nazaran yüzde 40’a yakın fire var. Kış yağışları özellikle kar yağışı görmediğimizden dolayı şu anda lavanta ürünümüzde böyle bir kayıp var. Ama yine de katma değerli ürün üretilmesi açısından Yozgat için tavsiye edebileceğim bir ürün. Bu ürünü doğrudan yurt dışına satmamız gerekiyor, özellikle Avrupa Birliği üzerinden dünyaya yayılması gerekiyor. Türkiye'de henüz önemi kavranmamış bir durum. Yozgat lavantası olarak yola çıktığımızda yaptığımız araştırmalar da ‘nasıl bir iklimde nasıl bir mevsimde yetiştir’ diye araştırdığımızda, yazları çok sıcak, gündüzleri çok sıcak, geceleri de çok soğuk bir mevsimin, iklim arayışındaydı lavanta. Biz de dedik ki; bunun adı Yozgat neden olmasın? Denedik oldu. 8 bin metrekare bir alan içerisinde yaklaşık 15 bin fideyle tarım yapmaya çalışıyoruz.”
“Bulgaristan seviyesinde bir satış yapmak istiyoruz”
Lavanta bitkisinin sağlık sektöründe kullanılan çok değerli, katma değeri yüksek bir bitki olduğuna vurgu yapan çiftçi Haliloğlu, şöyle dedi:
“En büyük sorunumuz çıkardığımız yağların pazar bulamaması, pazar bulamadığımız için de iç piyasada şu anda değerlendirmeye çalışıyoruz. Yurt dışı kanallarımızın gerek devlet, gerek hükümet yetkililerince ivedi bir şekilde, acil bir şekilde açılmasını talep ediyoruz. Avrupa Birliği'nde şu anda Bulgaristan söz sahibi, fason üretim yaparak. En azından biz Bulgaristan seviyesinde bir satış yapmak istiyoruz. Bu da bizi çok yoruyor. Girdi maliyetlerimiz çok yüksek, akaryakıt, işçi vesaire. Fakat üründe pazar bulamadığımızdan sebep, ekonomik sıkıntı içerisindeyiz. Ama her şeye rağmen memleket bizim, çalışmaya, üretmeye devam edeceğiz.
"Tamamıyla tıbbi lavanta üretiyoruz"
Yağı çıkaracak şu an tesisimiz yok. Belli bir metrekarenin üzerine ürün çıkmayınca, tarla çıkmayınca yağ üretim tesisleri kurmak çok faydalı olmuyor, çok akıllıca olmuyor. Bizim hemen yakınımıza 24 kilometre mesafede organize sanayi bölgesindeki bir firmamız yağ çıkarma, sıcak buhar distilasyonu şeklinde yağ çıkarma sistemiyle bize yardımcı oluyorlar. O şekilde bir çalışmamız var. Yağlarımızı üretip şimdilik depoluyoruz. Eğer yurt dışı pazarı bulabilirsek ciddi katma değerli bir ürün. Çok basit bir hesap yapayım; bizim bölge tarlalar genellikle nadasla kullanılır. Bir yıl ekilir, bir yıl bekler. Ben bu aşamada küçük bir hesap yaptığımda; buraya buğday arpa cinsinden bir şey ekmiş olsaydım yıllık bana getirisi ortalama bin lira civarı olacak idi. Ama ben şimdi burada yağı çıkarttığımda eğer yağları gerçek fiyatıyla satabilirsem yaklaşık 70- 80 bin lira gibi bir rakama ulaşabilirim. Bu masrafları düştüğümüzde de nereden baksanız yüzde 50 masrafa gitmiş olsa bile yıllık 40- 50 bin lira bir getirisi olabilir, bir de her yıl bu durum. Buğdayın yaklaşık 50 katına ulaşabilme ihtimalimiz var. Fakat en büyük sıkıntımız az önce söylediğimiz gibi yurt dışı kanallarının açılması, yani uluslararası bir ürün haline gelmesi. Çünkü biz burada turistik bir amaç peşinde değiliz, tamamıyla tıbbi lavanta üretiyoruz. Üretmiş olduğumuz lavanta angusta folyo, sevtopolis ve tıbbi lavanta olarak geçer. İlaç sanayi ve kimya sanayinde şu anda yer alan bir ham maddedir."
“Devlet desteği bu iş için ekim ve üretim noktasında çok zayıf”
Çiftçi Harun Haliloğlu, sulama imkanı olmadığından dolayı yılda bir kez ürün aldığını, sulama imkanı olan yerlerde iki defa ürün alınabildiğini kaydetti. Haliloğlu, “2021 yılı öncesinde bir üç-dört yıl şahsi olarak AR-GE çalışması yaptım, ‘Dünyada ne yapılır? Avrupa'da ne yapılır? Türkiye'de ne yapılıyor’ noktasında. Devlet desteği bu iş için ekim ve üretim noktasında çok zayıf olduğunu gördüm, destek almaya gerek görmedim. Devlet distilasyon tesisi kurulumunda şu anda TKDK ve diğer kalkınma acenteleri üzerinden destek veriyor. Böyle bir şey de şu anda yapma ihtimalim yok, en azından benim kullanım alanım dar olduğu için. Dolayısıyla devlet desteği almadım. Devletten hiçbir destek almadım. Sadece Yozgat İl Tarım Müdürlüğümüzdeki bazı değerli arkadaşlarımız ciddi danışmanlık hizmeti veriyorlar” diye konuştu.