(ANKARA) - Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Genel Başkanı Nurten Saydan, son yıllarda hızla artan eczacılık fakülteleri ve bu fakültelere ayrılan kontenjanların eczacılık mesleğinin geleceğini tehdit eder hale geldiğini belirterek “Bu kontrolsüz gidişata dur denilmesi gerekiyor. Alt yapıdan ve akademik kadrodan yoksun eczacılık fakültelerinin öğrenci alımına izin verilmemeli, devlet ve vakıf eczacılık fakültelerine giriş için başarı sıralaması 50 bin ile sınırlı tutulmalıdır” dedi.
TEİS Genel Başkanı Nurten Saydan, eczacılık fakültelerinin sayısının artmasıyla ilgili yazılı açıklama yaptı. Fakültelerin plansız bir şekilde arttığını ve bu kurumların işsizliği öteleyen bir yapıya dönüştüğünü belirten Saydan, şunları kaydetti:
“Son yıllarda hızla artan eczacılık fakülteleri ve bu fakültelere ayrılan kontenjanlar, eczacılık mesleğinin geleceğini tehdit eder duruma geldi. Bu yıl öğrenci alımı yapan 54 eczacılık fakültesinde açılan 3 bin 881 kontenjandan 3 bin 496'sına yerleştirme yapıldı, kontenjanların yüzde 10’una denk gelen 385 kontenjan ise boş kaldı. Kontenjan sayısı en çok olan eczacılık fakülteleri İstanbul Üniversitesi, İstanbul Medipol Üniversitesi, Ankara Medipol Üniversitesi oldu. Bu üç üniversiteye toplam 453 eczacılık öğrencisi yerleşti. Eczacılık fakülteleri ve kontenjan sayıları hızla artıyor, ancak mezun olan eczacıların çoğu mevcut yasanın öngördüğü 3 bin 500 kişiye bir eczane açılması şartı nedeniyle eczane açamamakta; özel sektörde ve kamuda iş bulmakta zorlanmaktadır. Ülkemizde yaşanılan istihdam sorunu bu durumun etkisini daha da ağırlaştırmaktadır.”
Her geçen gün plansız bir şekilde artan eczacılık fakültelerinin, gençlere bir gelecek sunan kurumlar olmak yerine, işsizliği öteleyen bir yapıya dönüştüğünü vurgulayan Tüm Eczacı İşverenler Sendikası Genel Başkanı Ecz. Nurten Saydan, konuyla ilgili şunları söyledi:
"1997 yılına kadar 7 tane eczacılık fakültesi varken, yıllar içinde bu sayı sekiz kat artarak bugün eczacılık fakültesi sayısı 56’ya ulaşmış bulunuyor. Eğitim veren eczacılık fakültelerinden ise sadece 15’i tam akredite eczacılık eğitimi veriyor ve maalesef birçok fakültemizde yeterli sayıda akademisyen bulunmuyor. Yeterli öğretim kadrosunun, laboratuvarın, olmadığı apartman katı tarzı eczacılık fakülteleri ile eczacılık eğitimi verilemez."
Yeni açılan eczacılık fakültelerinin istihdam krizini derinleştirdiğini kaydeden Saydan, şu görüşleri dile getirdi:
"Eczacılık fakülteleri ve kontenjan sayıları hızla artıyor, ancak mezun olan eczacıların çoğu mevcut yasanın öngördüğü 3 bin 500 kişiye bir eczane açılması şartı nedeniyle eczane açamamakta; özel sektörde ve kamuda iş bulmakta zorlanmaktadır. Ülkemizde yaşanılan istihdam sorunu bu durumun etkisini daha da ağırlaştırmaktadır.
Tam donanımlı bir eczacılık fakültesinde 70’i aşkın akademik kadro varken, yirmi ve daha az sayıda akademisyen ile eğitim vermektedir. Üstelik bu akademik kadronun tamamı eczacılık fakültesi çıkışlı değiller. Hiç profesör akademisyeni olmayan 4 fakülte ile hiç doçent akademisyeni olmayan 9 fakülte mevcuttur. Hatta bir devlet üniversitesinin eczacılık fakültesi sadece 5 akademisyenden oluşmakta.
Uluslararası standartlarda kaliteli eczacılık eğitiminin sağlanması ve toplum sağlığının etkin şekilde korunması ve geliştirilmesi adına bu kontrolsüz gidişata dur denilmesi gerekiyor. Alt yapıdan ve akademik kadrodan yoksun eczacılık fakültelerinin öğrenci alımına izin verilmemeli, devlet ve vakıf eczacılık fakültelerine giriş için başarı sıralaması 50 bin ile sınırlı tutulmalıdır.”