(TBMM)- TBMM Genel Kurulu'nda, Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi'nin görüşmeleri devam ediyor. CHP Samsun Milletvekili Murat Çan, "Kurulmak istenen akademiyle üniversitelerin eğitim fakültelerine aslında fiilen meslek lisesi muamelesi yapılıyor. Akademi kurmak demek, öğretmen yetiştiren üniversite programlarında verilen öğretmenlik eğitimi ve uygulamalarının yok sayılması demek; eğitim emekçilerinin mesleğiyle ilgili birikimlerinin, deneyimlerinin yok sayılması demek" diye konuştu. 

TBMM Genel Kurulu, 'Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi'ni görüşmek üzere Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder başkanlığında toplandı. Genel Kurul'da grubu bulunan partilerin, 'Srebrenitsa Soykırımının Unutturulmaması, Filistin Halkına Yönelik Benzer Saldırıların ve Bu Türden İnsan Hakları İhlallerinin Önlenmesine Yönelik Tedbirlerin Görüşülmesi Amacıyla' Meclis başkanlığına sunduğu önergenin kabul edilmesinin ardından görüşmelere Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi’nin 7. maddesinden devam etti.

DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş, "Bu alandaki sorunlar çok fazla ama ben bir konuda konuşmak istiyorum, o da MESEM; çocukların işçileştirilmesi meselesi. “eğitim” adı altındaki çıraklık ya da kalfalık işini yapıyorlar. Şimdi, bir gün yaptığım araştırmada en azından bu teoriye çok devam edilmediğini gördüm çünkü çocuklar o kadar yorgun argın bir durumda, açıkçası teorik eğitimi giremiyorlar, girmiyorlar değil. İşverene bir külfeti de yok çünkü zaten parayı İşsizlik Fonu’ndan ödüyorlar ve açıkçası bir patlama meydana geliyor. Bunu Milli Eğitim Bakanı bir ara açıkladı; 1,5 milyona yaklaştı, sonra 2 milyona kadar çıktı. Neden? Çünkü ülke yoksullaştırılıyor, çünkü ekonomik buhran velileri de öğrencileri de yoksullaştırıyor ve ne oluyor? Çocukları gerçek anlamda istedikleri bir eğitime yönlendiremedikleri için, okutamadıkları için “Hem çalışsın hem de para kazansın” gibi bir anlayışa mecbur bırakılıyorlar

"Meslek kanunu mu yoksa ceza kanunu mu hazırladınız"

İYİ Parti Kayseri Milletvekili Dursun Ataş ise şu eleştirileri yaptı: 

"Öğretmenlik Mesleği Kanunu’nun amacı, öğretmenliğe saygınlık kazandırmak, öğretmenlerimizin özlük haklarını iyileştirmek, öğretmenlerin mesleki gelişimini düzenlemek ve böylece nitelikli nesiller yetiştirmek olmalıyken tam tersine, öğretmenlik mesleğini tehdit edici, bilerek ve isteyerek sınırları belirlenmemiş, öğretmen atamalarını baskı altına alma hedefiyle hazırlanmış bir kanun teklifiyle karşı karşıyayız. Bu kanun teklifi, meslek kanunu değil, mobbing kanunudur. Nitekim 17 sayfalık teklifte mesleki gelişime ayrılan kısım bir sayfanın üçte biriyken disiplin hükümlerine tam 4,5 sayfa ayrılmıştır. Siz, ülkenin en büyük meslek gurubuna meslek kanunu mu hazırladınız, yoksa ceza kanunu mu hazırladınız? Gelinen noktada öğretmen maaşı 2002’de asgari ücretin 3,5 katı iken bugün 2,5 katına düşmüştür. Bugün öğretmenlerin yüzde 95’i kredi kartı borçlusu, yüzde 90'ı bankaya borçlu, üçte biri de ek iş yapmaktadır. Yirmi iki yıllık AKP iktidarında öğretmenlerin alım gücündeki düşüş yüzde 46 oranındadır. Sözleşmeli, vekil öğretmenlik gibi uygulamalarla sosyal ve özlük hakları ellerinden alınmıştır."

"Kanunda yeni bir paralel yapılanma sayılabilecek Milli Eğitim Akademisi var"

CHP Samsun Milletvekili Murat Çan, ise şunları söyledi:  

Tekirdağ trafiği nefes alacak... Tekirdağ'da ulaşım kolaylaşıyor Tekirdağ trafiği nefes alacak... Tekirdağ'da ulaşım kolaylaşıyor

"22 yılda 9 Milli Eğitim Bakanı, onlarca kez değiştirilen eğitim politikası, sınav sistemleri ve okul modelleri. Gelinen noktada ÇEDES Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, getirdiğiniz model kafasına vurarak çocuğun hizaya getirildiği eğitim modelidir. Şimdi, son viraj Öğretmenlik Mesleği Kanunu ile Milli Eğitim Akademisi'nin kurulmasıdır. Getirmeye çalıştığınız kanunda neler yok, önce onu anlatalım. Atatürk ilke ve devrimleri yok, Anayasa’nın başlangıcında yer alan demokratik, laik, sosyal hukuk devletine atfen Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı bireyler olan yurttaş yetiştirme görevi yok, özel sektör öğretmenlerinin özlük hakları yok, emekli öğretmenler hiç yok, eğitimde nitelik artırmaya dönük hiçbir hüküm yok.

Getirmeye çalıştığınız kanunda ne var? Yeni bir paralel yapılanma sayılabilecek Milli Eğitim Akademisi var, çok sayıda maddede disiplin cezası var, öğretmene gerek görüldüğünde ek görev var, korku var, yandaşa kadro var, ayırma var, kayırma var, aile birliğinin bozulması var, mağduriyetler var, eğitim ve öğretime tarikatla müdahale, öğretmene ise barikatla müdahale var. Akademi hakkında söylemek istediklerim ise kurulmak istenen akademiyle üniversitelerin eğitim fakültelerine aslında fiilen meslek lisesi muamelesi yapılıyor. Fakültelere 'Siz öğretmen yetiştiremiyorsunuz, öğretmeni bu akademiler yetiştirecek' deniliyor. Akademi kurmak demek, öğretmen yetiştiren üniversite programlarında verilen öğretmenlik eğitimi ve uygulamalarının yok sayılması demek; eğitim emekçilerinin mesleğiyle ilgili birikimlerinin, deneyimlerinin, bu programlarda okuyan öğrencilerin ve mezun olanların haklarının, emeklerinin yok sayılması demek; katakulliyle işsizliği düşürmek demek. Akademi kuruyorsunuz."

Kaynak: anka