(ANKARA) - DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, "Biz tüm Orta Doğu'ya topyekün bir ateşkes öneriyoruz. Nasıl ki Gazze için ateşkes görüşmeleri söz konusuysa aslında tüm Orta Doğu'nun acilen bir ateşkese ihtiyacı vardır. Bunu sağlayacak şey barış diplomasisidir. Türkiye, dış politikadaki tavrını bir an önce terk etmelidir. Orta Doğu'yu sürekli ateşe sürükleyen Türkiye'nin bu yaklaşımı evleri, ocakları da ateşe sürüklüyor" dedi.
DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, TBMM'de basın toplantısı düzenledi. Orta Doğu'ya barış siyasetinin gelmesi gerektiğini ifade eden Temelli, Türkiye'nin dış politikasının doğru olmadığını ve değiştirilmesi gerektiğini söyledi.
"Bu saldırganlığı durdurmak zorundayız"
Sezai Temelli, şöyle konuştu:
"Filistin sorunu artık gitgide içinden çıkılamaz bir sorun haline geldi. İsrail devletinin işgalci politikaları son dönemde bir soykırıma dönüştü. 40 binden fazla insanın yaşamını yitirdiği bu soykırım maalesef hala sürüyor. Bu soykırımın sonlanması için tüm halkların üzerine düşeni yapması gerekiyor. Bunun için de küresel diplomasinin harekete geçmesi ve İsrail devletinin bu saldırganlığı durdurması gerekiyordu. Bugün Sayın Devlet Başkanı Mahmud Abbas bize belki de soykırımın son zamanlarda yaratmış olduğu, birçoğumuzun da belki bilmediği ayrıntıları dile getirecek. Kürt ve Filistin sorunu çözülmediği sürece Orta Doğu'ya barışın gelemeyeceği, dünya siyasetinin de istikrara kavuşamayacağını çok iyi biliyoruz. Bu sorunun çözümü Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkıyla ancak mümkün olabilir. Bugün Orta Doğu'da otoriter rejimler ticaret, enerji güzargahlarıyla Orta Doğu halklarını hiçe sayan bir anlayışa Orta Doğu'yu şiddete, savaşa sürüklemeye devam ediyorlar. Bu saldırganlığı durdurmak zorundayız.
"Türkiye'nin dış politikasından bahsetmek mümkün değil"
AKP iktidarı ise sadece hamasetten beslenerek, Orta Doğu'ya yönelik yaklaşımını bu yönde sürdürmeye devam ediyor. Çünkü biliyor ki İsrail meselesinde sahici bir tutum almak aslında topyekün Orta Doğu'daki diplomasinizi şekillendirecektir. Türkiye'nin ise bir dış politikasından bahsetmek mümkün değil. İsrail'e karşısınız, soykırıma karşısınız, timsah gözyaşları ile bunu dile getiriyorsunuz ama öbür taraftan ticarete devam ediyorsunuz. Kürt sorununun demokratik çözümüne yönelik yaklaşımınız aslında tüm Orta Doğu politikanızı da belirlemiş oluyor. Bu sorunların çözümünün Kürt sorununun çözümünden geçtiğini artık bütün dünya biliyor. Rojova'daki savaş giderek başka bir boyuta sürükleniyor. İsrail'in savaşı bölgeye yayma stratejisi, savaşı İran'a kadar uzatma meselesi Deyrizor'daki çatışmalara neden olmuştur. Oysa Rojova gelecekte belki de Orta Doğu'nun barış kavşağıdır, demokrasi vahasıdır. Orta Doğu halklarının nasıl bir arada yaşayabildiğinin bir örneğidir. Diğer taraftan Suriye meselesinin çözümü Orta Doğu'daki ülkelerin kaostan çıkmasına yardımcı olacaktır.
"Biz tüm Ortadoğu'ya teşkes öneriyoruz"
Biz tüm Orta Doğu'ya topyekün bir ateşkes öneriyoruz. Nasıl ki Gazze için ateşkes görüşmeleri söz konusuysa aslında tüm Orta Doğu'nun acilen bir ateşkese ihtiyacı vardır. Bunu sağlayacak şey barış diplomasisidir. Türkiye'nin dış politikadaki tavrını bir an önce terk etmelidir. Orta Doğu'yu sürekli ateşe sürükleyen Türkiye'nin bu yaklaşımı evleri, ocakları da ateşe sürüklüyor.
Bugün Türkiye ekonomisinin büyük bir kısmı silah sanayisine ayrılıyor. Türkiye ekonomisi her gün yeni bir krizle karşı karşıya kalıyor. Hem enflasyon yükseliyor hem işsizlik artıyor. Yıl sonu enflasyon hedefini yüzde 38 olarak açıklamak gerçekçilikten uzak. TÜİK bile işsizlik rakamlarını gizleyemiyor. Mızrak artık çuvala sığmıyor. Ekonomideki bu krizin belki de en önemli faktörü işte bu savaş ekonomisidir.”
"Meclis olumlu ya da olumsuz bir karar almış değil"
Yarın TBMM Genel Kurulu'nun Can Atalay için toplanma kararına ilişkin soruya yanıt veren Temelli, "Bununla ilgili Meclis Başkanlığı’na başvurumuzu yapmıştık. Umarım genel görüşme için fırsat buluruz. Adalet Bakanı’nın açıklamasını talihsiz buluyorum. Her şeyden önce Meclis daha toplanmadı, görüşmeler yapılmadı. Meclis olumlu ya da olumsuz bir karar almış değil. Bu üstenci dil, anlayış giderek yaygınlaşmış durumda" dedi.
Bursa’nın Yıldırım ilçesi Mahmut Celalettin Öktem İmam Hatip Ortaokulu Müdürü Ergin Kaya Kırbıyık’ın 5. sınıf öğrencilerinin velilerini bilgilendirme toplantısındaki "Bu okulda şort giyen öğrenciye de karışırız. Başını örtmeyen öğrenciye de karışırız" ifadelerine tepki gösteren Temelli, şunları söyledi:
"Başörtüsü meselesini biz geride bıraktık. Bunun özgürlükler meselesi içinde değerlendirilmesi için mücadele verdik. Bugün başörtüsü mücadelesi verenler, aslında geçmişte verdikleri özgürlük mücadelesinden o kadar uzağa savrulup gittiler ki o otoriter anlayışlarını şimdi başörtüsü karşıtlığında yeniden canlandırmak istiyorlar. Seküler bir yaşamın içinde hepsine yer vardır. Bu hoşgörü çerçevesinde yaşanabilir. Kabul etmiyoruz tabi. Eğitimin sürüklendiği yer, biz aslında eğitimin gerçek sorunlarını tartışamadığımız için zaten bu sorunların içinde boğulmaya devam ediyoruz" ifadelerini kullandı.