MEHMET REBİİ ÖZDEMİR

Samsun’un Canik ilçesi Derbent Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar, evlerine ulaşmak için kullandıkları ve aşırı yağışlar nedeniyle zarar gören 178 basamaklı merdivenin yol yapmak yerine yıkılan yerlerinin onarılmasına tepki gösterdi. İYİ Parti Canik İlçe Başkanı Saydam Bayram, merdiven çalışmasını sembolik olarak kurdele keserek protesto etti.

Samsun’un Canik ilçesi Derbent Mahallesi sakinlerinin, evlerine ulaşmak için kullandıkları 178 basamaklı merdiven aşırı yağışlar nedeniyle geçen ay zarar görmüş, bazı kısımları yıkılmıştı. Canik Belediyesi'nin yol yerine yeniden merdiven yapmasına mahalle sakinleri tepki gösterdi. İYİ parti Canik İlçe Başkanı Saydam Bayram, Derbent Mahallesi sakinlerinin sorunlarının merdiven değil yol olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

“Canik Belediye Başkanı buraya gelip poz vermişti. Biz de ona karşı bir poz verelim dedik. Bu merdivenin daha henüz betonu dökülmemiş ama, açılışını biz yapalım, şunu da özellikle söyleyelim, bu vatandaşlar 50 yıldır, haftalardır buralarda geziyoruz. Vatandaşlarımız buradan merdiven istemiyorlar. Buradaki vatandaşlarımız yol istiyor. Oradaki insanlar itfaiye, ambulans, cenaze araçlarının hiçbirisi girmiyor. Biraz sonra geçeceğiz, bakın vatandaşlarımızda burada, yukarıya kadar çıkacaksınız, 175 basamakla çıkılan yerler var. Basamak sonrası patika yollardan gidiyor insanlar. Her gün tuğlayı sırtlarında taşıyarak bu evler yapılmış. O yüzden artık bu insanlara bir vicdan diyoruz. Bir insanlık diyoruz, bakın genç nüfusta kalmamış, hepsi yaşlı ve insanlar atılacaklar, kovuluyorlar artık belediyeden. Daha geçen hafta belediyeye gelmişler, kovulmuş bize geldiler. İnsanlar dışlanıyor, küçümseniyor, ne istiyorlar, hiçbir şey değil sadece, yol istiyor bu insanlar. Bu devirde yol istemek kadar insanların doğal hakkı olmayabilir mi? Bakın Lovelet iki dakikalık mesafedeyiz şu anda, şehir merkezindeyiz. Ama ısrarla bu yol yapılmıyor ve yapılmayacak. Bu yüzdende biz, biraz sonra gezeceğiz zaten, diyaliz hastaları var, felçliler var, yürüyemiyorlar, evlerinden çıkamıyorlar. Ambulans gelmiş, ambulanstakiler kafalarını patlatmışlar betondan ve geri gitmişler. Düşünün cenazeyi yukarıya çıkarıp, kimse cenazeyi kaldıramıyor. Bir de en kötüsü de şurada metromuz var, bir durak yapmamışlar biliyor musunuz. Şurada bir köprü var, köprüyü yarım bırakmışlar. Burada ki vatandaşı denize bile ulaştıramıyorlar. Her türlü mağduriyet var. Vatandaşlarımızın sonuna kadar arkasındayız. Her zaman buraya geleceğiz, sürekli gündem yaratacağız.”

"YUKARIYA KADAR ARABA YOLU OLSA OLMAZ MIYDI?"

Mahalle sakinlerinden Fadime Şimşek, selden dolayı yıkılan merdivenlerinin Canik Belediyesi tarafından onarılmasına, ancak yol çalışmasının yapılmamasına şu sözlerle tepki gösterdi: 

“Yalvardım ki, ahırın yanına kadar yol çıkarın. Sırtımda odun bile taşınmıyor. Su gelirse sürer gider, ama yapmadılar, derler ya, yardımcısı geldi belediyenin ona dedim, o da başını böyle çevirdi. Kafanı o yana çevirme dedim. Kafanı beri çevir. Ben de zamanı geldi mi, kafa mı çevireceğim bu tarafa. Ben lafımı hatır etmem. Ecele gitsem hatır etmem hiç kimseden korkmaz söylerim. Ne bileyim yolumuzu biz istiyoruz. Yukarıya kadar araba yolu olsa, olmaz mıydı? Araba yolu buradan yukarıya çıkar. Ben İstanbul’a gittim de tövbe olsun ayakkabılarımı çıkardım evde. O kadar yamadan araba iniyor. Böyle yerden ben ayakkabılarla gidemedim, burayı yapmıyorlar. Burayı almak istiyorlar. Burayı alacaklar, bize çaputçu diyorlar, biz çaputçuyuz. Sen kaç aylıksın? Sende benim gibi 9 aylıksın, senin de bir canın var, benim de bir canım var. Sen burayı nasıl satıyorsun? Vurup beni öldüreceksin ondan sonra. Ben yerimden çıkmam. Öldür as, kes ondan sonra cezasını sen çek ben ne yapayım. Biz yol istiyoruz, yol. Ama biz öyle fakiriz ama biz kimseden korkmayız.”

"İNSAN İSTEMEZ Mİ PAZARA GİDİP KUMANYASI ALSIN"

Selden yol kaydıktan sonra evlerine ulaşımın imkânsız olduğunu, hastasını ve okula giden çocuklarını bin bir güçlükle götürüp getirdiğini anlatan mahalle sakini Zülfikar Koç da şöyle konuştu:

“85 yaşında annemi buraya sebep alamadım. Ama şimdi iyice rahatsızlandı. Dün alacaktım onu, alamadım. Belki yarın gider alırım onu, buraya getirmeme sebebi çıkamıyor bacaklarından sebep. Kız kardeşine götürüyorum ya enişteme götürüyorum onu benimle duruyordu daha önce, ne bileyim arabamız buraya kadar çıkıyordu. Şurada sellerden önce bile senedir çıkaramıyoruz. Ambulans falan gelmiyordu yok. Annemi buradan sedye ile götürdük bir akşam böyle gece, ambulansçılar kendileri gidemedi, biz taşıdık annemi sedyeyle. Bakın köprümüz açılmadı. İnsan istemez mi pazar gidip de kumanyasını alsın da arabasıyla kapısına gelsin. Hani onu geçtik yaşlıları düşünüyoruz. Yapıldı bir şeyle ama boş. Yani burada boşa çalıştılar. Şu suyun aktığı yer, derinlenmesi lazım, burayı derinleseler köprüyü biz kendi imkanlarımızla yaparız. Onu yapabiliriz. Benim arabam aşağıda, çocukları okula ben getiriyorum servise, emekliyim, çocuklardan dolayı çalışmıyorum. Onları haftada 3 gün ben okula götürüyorum, 2 gün kendileri gidiyor. Ben hemen hemen 29 yıldır buradayım. Kendi imkanlarımızla burayı yapacaktık.”

"AMBULANS GELİYOR HASTAYI ALAMIYOR"

Fatma Yılmaz, mağduriyetlerini şu ifadelerle anlattı:

“Kardeşim biz buraya geleli 33 sene oldu ben buraya geleli. 33 senedir çekiyoruz. Yolumuz yok, bir şey getireceğiz sırtımızda, çimento sırtımızda, buraya beton döktüreceğiz döktüremiyorum. Evin hem erkeğiyim hem kadınıyım. 2 tane hastam var, nereye kadar olacak bu? Çekemiyoruz artık, bu zaman kadar yapılacak dediler bize yapmadılar. Şimdiden sonra da yapacak değiller. Halen daha atlatma yapıyorlar bizi, yıkılacak diyorlar, atılacak diyorlar, kalkacak buralar diyorlar bizi atlatma ediyorlar. Seneler geçiyor su gibi, ben hastayı götüremiyorum, getiremiyorum ambulans geliyor almıyor hastayı, alamıyor, hasta düşüyor hastayı unutuyorlar. Hasta gidemiyor, geçen akşam çocuğum hastalandı polis geldi, ambulans geldi, götüremediler, zorla bağıra bağıra geldi, çocuğum sancılandı, götüremediler. Kendisine de söyledim bu şekilde oldu diyerek. Oralı değil kimse. Kimse bizim faydamıza bakmıyor, bakmayacak da böyle giderse. Evlerimiz yıkılacak diyorlar, Allah bilir ben Allah’a bırakıyorum. Allah herkesin hakkından gelir.” 

Kaynak: anka