(ANKARA) - Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mahmut Arıkan, iktidarın dış politikasını eleştirerek “İsmail Haniye, Tahran’ın kalbinde vuruldu. Yarın Yahya Sinvar’ın Ankara’nın, Kahire’nin, Cidde’nin göbeğinde vurulmasını istemiyorsanız net ve cesur bir tavır göstermek zorundasınız. Kimse İrancı değil, ama siz Amerikancısınız. Başkasının maşası olmakla günü kurtaracağını zanneden varsa işte dönüp Bangladeş’te yaşananlara baksın" dedi.

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mahmut Arıkan, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Arıkan, partinin olağanüstü kurultayının iptaline ilişkin soru üzerine Genel Başkan Temel Karamollaoğlu’nun birden fazla aday olmasının kardeşlik hukukunu zedeleyeceği kanaatiyle olağan kongre yapılması kararını aldığını söyledi.

 “İran ile terör devleti arasındaki çatışmada sessiz kalanlarla aynı safta değiliz”

Mahmut Arıkan, İsmail Haniye’nin öldürülmesinin ardından Orta Doğu’da artan çatışmalar ve Bangladeş’te hükümetin devrilmesiyle ilgili şunları söyledi:

“Bugün İran ile terör devleti arasındaki çatışmada sessiz kalanlarla aynı safta değiliz. İsmail Haniye, Tahran’ın kalbinde vuruldu. Yarın Yahya Sinvar’ın Ankara’nın, Kahire’nin, Cidde’nin göbeğinde vurulmasını istemiyorsanız net ve cesur bir tavır göstermek zorundasınız. Kimse İrancı değil, ama siz Amerikancısınız. Başkasının maşası olmakla günü kurtaracağını zanneden varsa işte dönüp Bangladeş’te yaşananlara baksın. 15 yıldır halkına zulüm yapan, yolsuzluğa bulaşan, muhalifleri idam eden bir zihniyet helikopterle emir aldığı topraklara kaçtı. Siyonizm ve ırkçı emperyalizm için müttefik ya da dost yoktur, sadece maşa vardır.”

“Dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar gazeteci, akademisyen, yazar cezaevinde bulunmuyor”

MSB'nin ihale seçiciliği iddialarına yanıt! MSB'nin ihale seçiciliği iddialarına yanıt!

23’üncü kuruluş yıl dönümünü kutlayan AKP’nin kuruluş ilkesinin 3Y (yolsuzluk, yoksulluk, yasaklar) ile mücadele etmek olduğunu hatırlatan Arıkan, şöyle konuştu:

“Kuruluş ilkelerini 3Y ile savaş olarak açıklayan bir partinin dünü ile bugünü arasında nasıl bir fark var? Yolsuzluğu ele alalım. Yolsuzlukla mücadelede durum çok vahim. Küresel Yolsuzluk Algı Endeksi’ne göre , Türkiye 180 ülke içerisinde 115. sırada. Yoksulluk tablosu ise çok daha acı. Bugün tüm olumsuz ekonomik göstergelerde dünyada rekor üzerine rekor kırmaktayız. Yasaklar konusunda tüm dünyada mizah unsuru haline geldik. Cezaevleri arasında bilgi yarışması düzenlense hangi ülkenin mahkumları birinci olur sorusu, artık Türkiye olarak cevaplanıyor. Çünkü dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar gazeteci, akademisyen, yazar cezaevinde bulunmuyor.”

Hükümetin deprem politikasını da eleştiren Arıkan, şunları söyledi:

“Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 23 yıl içerisinde oluşturduğu despotluğu, derin yoksulluğu, şahsiyetsiz dış politikanın sonuçlarını yaşıyoruz. Sormak istiyorum; 23 yılda depreme hazırlık noktasında tam olarak ne yapıldı? Ben size söyleyeyim. İmar affı marifetiyle depreme dayanıksız evlere tapu verildi ve bunun reklamı yapıldı. O aftan yararlanan insanlar, Kahramanmaraş depreminde can verdi. Bunlar dört bir yanı fay hatlarıyla dolu ülkemizde yapıldı.”

 “Instagram’ın kapatılması kabul edilemez”

Instagram yasağına ilişkin de konuşan Arıkan, şunları kaydetti:

“İşte son yaşadığımız Instagram’ın kapatılması ve sonra yeniden açılması meselesi. Şirketin Hamas'a karşı takındığı politik tavır kabul edilemez. Sansürü de asla desteklemeyiz, ama TikTok başta olmak üzere Instagram gibi dijital platformlar için samimi çözüm önerileri bekleriz. Çeşitli dijital platformlarda ortaya çıkan absürt görüntüler, hükümetin çatıştığı değil, var ettiği bir sorundur. AK Parti soruna odaklanmak yerine; mücadele edeceğim dediği ‘yasaklarla’ etkileşim almanın derdinde.”

Türkiye’nin gerçek gündeminin ekonomi olduğunu kaydeden Arıkan, şunları söyledi:

“Gündem, hayat pahalılığı tüm ülkeyi kasıp kavururken şatafatlı yaşamları devam ettirebilmek. Çiftçi bugün yollara dökülüyor. Çünkü gözü gibi baktığı, aylarca üstünde titrediği ürünü girdi maliyetlerini karşılamıyor. Devletin açıkladığı alım rakamları resmen insanlarla alay etmek için açıklanıyor. Fındık, en önemli ihracat ürünlerimizden. Ancak üretici her üründe olduğu gibi fındık hususunda da hayal kırıklığına uğramış durumda. Sezon başlamadan piyasada 110 lira olan fındık fiyatı, yeni sezonda TMO tarafından 130 lira olarak belirlendi. Bu serbest piyasada yine 110 lira demek. Her şeyin yüzde 100, yüzde 200 zamlandığı yerde, fındık üreticisiyle alay etmek demektir. Bugün Rizeli kardeşimizin yetiştirdiği bir kilo çay ile iki ekmek bile alınamıyor. Simidin 15 lira olduğu bir ülkede devlet buğday alım fiyatını 10 TL 85 kuruş olarak açıkladı. Allah tarım politikalarımız belirleyenlere akıl fikir versin.”

 

Kaynak: anka