(ANKARA) - CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, Can Atalay için TBMM’yi 10 Eylül’de tekrar olağanüstü toplantıya çağıracaklarını açıkladı. Emir, “Meclis'te yapılan genel görüşmenin amacına ulaşmadığını görüyoruz. O toplantıda Meclis'e kan düştü. Dokunulmaz olan Meclis kürsüsüne dokunan, hatibe saldıran, kadına şiddetin olduğu bir toplantıya şahit olduk. Can Atalay'ın milletvekili olduğunun bir kez de Genel Kurul'da okutulmasını talep ediyoruz” dedi.

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ailelerin üniversiteyi kazanan çocuklarına yurt bulamadığını ifade eden Murat Emir, şunları söyledi:

"Çocuklar üniversiteyi kazandı, aileler yurt arıyorlar. Ulaşabildikleri milletvekili, bakan, devlet görevlisi, memur kim varsa ulaşıp bir çare arıyorlar çünkü barınma sorunu giderek ağırlaşıyor. 22 yıllık iktidarda maalesef yurt sorunu çözülmedi. Aileler bu geçim sıkıntısı içindeyken bir de çocuklarına özel yurt bulmak durumunda kalıyorlar. Özel yurtların fiyatları yıllık 120 bin liradan 300 bin liraya kadar olabiliyor. Son derece yüksek rakamlar. Bu konuya şimdiye kadar el atılması beklenirdi ama maalesef el atılmış değil. Aileler çocuklarımızı nasıl okuturuz diye kara kara düşünüyorlar."

"Siz yok deyince virüs yok olmuş olmuyor"

Sağlık Bakanlığı'nın maymun çiçeği hastalığıyla ilgili politikasına ilişkin konuşan Emir, şöyle konuştu:

Erdoğan imzaladı... O genelge Resmi Gazete'de Erdoğan imzaladı... O genelge Resmi Gazete'de

"Dünya Sağlık Örgütü en yüksek seviyede alarm verdi. Sağlık Bakanlığımız bu konuda şu ana kadar etkili bir önlem almış değil. Bizim bu hastalıktan nasıl korunabileceğimiz, hastalığın Türkiye'ye girişinin önlenmesi için neler yaptığımız hala açıklanmış değil. Sağlık Bakanlığı uykuya yatmış durumda. Biz bu tutumu hatırlıyoruz. Kovid 19'da aylarca 'Türkiye'de vaka yok' demişlerdi. Aylarca test yapmamış ve yoğun bakımları kapatarak Türkiye'nin gözünü kapatacağını düşünmüşlerdi. Yine aynı şeyin olmasından kaygılıyız. Sağlık Bakanı’nı buradan uyarıyoruz; bu kez Kovid-19'daki yanlışlara düşmeyin. Süreci şeffaf yürütün, tedbir alın. Siz yok deyince virüs yok olmuş olmuyor. Bize gelen bilgiler içerisinde Ankara'da 4 vaka olduğu bilgisi var. Teyide muhtaç ancak Sağlık Bakanlığı bir aymazlık içinde. 

"Kadına karşı şiddeti destekliyorsunuz"

Manisa'da dün yaşanan kadına şiddete ilişkin ise Emir, şunları söyledi:

“Manisa'da hepimizin yüreğini parçalayan ve asla kabul edemeyeceğimiz kadına karşı şiddet olayını gördük. 19 yaşındaki hamile bir kadına eşi tarafından şiddet uygulandı. Hepimiz böyle olaylar olduğunda lanetliyoruz ama kadına karşı şiddeti önlemesi gerekenler dönüp vatandaşlara; 'etraftaki vatandaşlar bu kadını neden korumadı' diye soruyorlar. O kadınları koruması gereken sizsiniz. Sen etkili önlemler almadığın için kadınlar şiddete uğruyor. Senin Cumhurbaşkanın bir imza ile İstanbul Sözleşmesi'nden bir gecede çıktığı için kadınlar artık daha korumasız. Kadına karşı şiddeti bir tarafından özendiriyorsunuz, destekliyorsunuz. Kadın cinayetleri artıyorsa birinci sorumlu sizsiniz ve ilk yapmanız gereken de tekrar İstanbul Sözleşmesi'ne dönmektir.”

"Soylu'nun hareketi çok minnoş bir hareket"

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun dokunulmazlığının kaldırılması talebiyle ilgili “Başkanlığımıza hakkınızda herhangi bir tezkere ulaşmamıştır' yanıtını değerlendiren Emir, şunları söyledi:

"'Dokunulmazlığımı kaldırın ben yargılanayım' dedi Soylu. Çok minnoş bir hareket. Meclis Başkanlığı'nın 'hakkınızda bir fezleke yok' diyeceğini bilmiyor muydunuz? Biliyordunuz, ben de biliyordum. Bu neyin efelenmesi? Yargılanmak istiyorsan o zaman yapacağın bir iş var; Sezgin Baran Korkmaz'ı nasıl yurt dışına çıkarttığını açıklamak, sonucuna katlanmak istiyor musun? Suç örgütünden ayda 10 bin dolar maaş alan milletvekilin söylemek istiyor musun? O zaman yapacağın şey Meclis soruşturmasına maruz kalmak. Yapacağın şey o dilekçenin altına bir imza da senin koyman."

"10 Eylül'de Meclis'i olağanüstü toplantıya çağıracağız"

Can Atalay için Meclis'e tekrar olağanüstü toplanma çağrısı yapacaklarını ifade eden Emir, şunları söyledi:

"Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşmediği üç kez Anayasa Mahkemesi tarafından tespit edildi. AYM kararının Resmi Gazete'de yayınlanmasından itibaren Can Atalay milletvekilidir, kendisinin gelip yemin ederek göreve başlaması cezaevinde olduğu için imkansızdır. Kendisi cezaevinde defacto bir biçimde tutuluyor. Meclis'te yapılan genel görüşmenin amacına ulaşmadığını görüyoruz. O toplantıda Meclis'e kan düştü. Dokunulmaz olan Meclis kürsüsüne dokunan, hatibe saldıran, kadına şiddetin olduğu bir toplantıya şahit olduk. Biz tekrar 10 Eylül'de Meclis'i olağanüstü toplantıya çağırıyoruz. Can Atalay'ın milletvekili olduğunun bir kez de Genel Kurul'da okutulmasını talep ediyoruz. TİP dahil partilerin grupları ile görüşme halindeyiz."

"Bu iktidar asla ekonomiyi düzeltemez"

Tasarruf Tedbirleri Paketi'nin 'bir yalan ve palavra' olduğunu ifade eden Emir, "Bu iktidar asla ekonomiyi düzeltemez. Geçen ayın rakamlarına baktığımızda korkunç rakamlara ulaştık. Bir aydaki bütçedeki açık 97 milyar lira. Önceki temmuz ayına göre temsil ve tanıtım ödeneği 5 kat artmış. Hani tasarruf yapacaktınız? Keşke bu genelge olmasaydı bari var olan kadar harcasaydınız. 17- 31 Temmuz arasında araç kiralama sözleşmesi 1 milyar 171 milyon 476 bin liralık araç kiralama sözleşmesi yapılmış. Kamuda Temmuz 2023 tarihinde 43 milyon 615 bin lira olan temsil ve tanıtım gideri geçtiğimiz ay 235 milyona çıkmış. Bu bütçe dikiş tutmaz."

"Mehmet Şimşek'in aklı Londra'daki maaşında kaldı"

Belediye başkanları toplantısında CHP’li belediye başkanlarının SGK borçlarıyla ilgili CHP Genel Başkanı Özgür Özel'den Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesini talep ettikleri iddiasıyla ilgili de konuşan Emir, "Kapalı toplantıda bu konuda bir öneri oldu mu benim bilgim yok ama bildiğimiz şudur ki bu borçların mutlaka bir devlet aklıyla çözülmesi gerekiyor. Şu an için Sayın Genel Başkanımızın görüşmek üzere bir girişim ve çabası söz konusu değildir" dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in istifa etmek istediği yönündeki iddialara ilişkin ise Emir, "Sayın Şimşek istifa etti mi etmedi mi benim bilmem mümkün değil. Bildiğimiz şey ise Mehmet Şimşek kaçacak yer arıyor, Şimşek'in aklı Londra'daki maaşında kaldı. Türkiye'deki ekonomik programın sonuç vermediği apaçık ortada. İnsanları işsiz ve aç bırakarak enflasyonu düşürmeye çalışıyorlar. Enflasyonu asıl düşürmesi gerekenler devletin kendi politikalarıdır. Şimşek'in ortaya koyduğu ekonomi politikası Londra bankerlerine yaramıştır" dedi.

 

 

 

Kaynak: anka