HABER: SULTAN EYLEM KELEŞ – KAMERA: KERİM UĞUR
Konak Belediyesi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında basın açıklaması düzenledi. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü'nün yaptığı basın açıklamasında, “Bugünlerin karabasan gibi üzerimize çöktüğü iktidarı tarafından tırpanlanarak dünün kazanımlarının gerisine götürecek kararların alındığı bir zamandır Cumhuriyetimizin 100. yılı. Ancak 2023, bize geçmiş mücadelemizin sürdürülebilir sorumluluğunun arkasında durarak dönemsel yoldan çıkışlara göğüs germenin kararlılığını bugünlere taşıdığımız zaman dilimidir” denildi.
Konak Belediyesi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması düzenledi. Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, CHP Konak İlçe Başkanı Ozan Ali İlgazi, CHP İzmir il yönetimi, meclis üyeleri, muhtarlar ve yurttaşların katıldığı eylemde, basın açıklamasını Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü okudu.
Güllü, şunları ifade etti:
“Biz kadınlar, demokratik, laik ve çağdaş bir hukuk devletinin inşa edildiği Kurtuluş Savaşı'ndaki kadın-erkek mücadelesinin bir asrı devirmesinin getirdiği haklı gururu yaşıyoruz. Cumhuriyet' in kuruluşundan önce Osmanlı’da 1850’li yıllardan itibaren kafes arkasında başlayan eşitlik mücadelesinin 100 yıl önce hedefine ulaşarak yasal bir kılıfa büründüğü başlangıç noktasıdır 1923. Kadınları birey gören başlangıç noktası, Anayasa’da eşitliği kabul eden bir süreçle zamanın ruhuna göre kadın hareketi ile ivmelenerek güçlenmiş bugünlere gelmiştir. Bugünlerin karabasan gibi üzerimize çöktüğü iktidarı tarafından tırpanlanarak dünün kazanımlarının gerisine götürecek kararların alındığı bir zamandır Cumhuriyetimizin 100. Yılı. Ancak 2023, bize geçmiş mücadelemizin sürdürülebilir sorumluluğunun arkasında durarak dönemsel yoldan çıkışlara göğüs germenin kararlılığını bugünlere taşıdığımız zaman dilimidir. Türkiye'nin içinde bulunduğu karanlıktan ve yozlaşmadan kendini örgütlü mücadele, toplumsal uzlaşı ve kuşaklar arası barış ile kitlesel olarak çekip çıkarabileceği bir yol ayrımı önümüze çıkmaktadır. Diğer bir tabir ile Cumhuriyet’in 100. yılı, Türkiye'nin siyasi konjonktüründe 1923 yılının mücadeleci yapısından ilham alarak eşitlik, özgürlük ve insan hakları çerçevesinde Türkiye'nin ikinci asrına aydınlık bir adım atılmasının zeminidir. 1850'li yıllardan beri süregelen hak kazanımları mücadelesi çerçevesindeki deneyim ve birikimlerden ilerleyen kadın hareketinin özellikle kitlesel dayanışmaya şimdi derin ihtiyaç duyan Türkiye Cumhuriyeti'nin ikinci yüzyılına girerken dönüştürücü rol oynayacağı ve kadınların ikinci yüzyıldan beklentilerini gerçeğe dökecek bir yöne ilerleyecek gücünden kuşkumuz yoktur. Bununla birlikte hatırlanmalıdır ki, iktidarlar sistematik olarak kadınları ikincilleştirmek için tüm gücünü kullanmıştır. Kadınlara adına eşitsizlik yollarına döşenen taşlar olarak gördüğümüz alınan kararlarla yakın zamanlardaki hak ihlallerinin ve kadın kazanımlarına yapılan gerici müdahalelerin hatırlanması ve tarihe not düşülmesi gelecek nesiller için atacakları adımlara rehber olması adına önemlidir.”