(İZMİR) - Öğretmenlik Mesleği ve Milli Eğitim Akademisi Kanunu Taslağı'na eğitim sendikalarının tepkisi sürüyor. Hürriyetçi Eğitim-Sen İzmir Şubesi ve İzmir Eğitim Gücü Sendikası, kanunu taslağına karşı basın açıklaması yaptı. Öğretmenler, tepki olarak önlüklerini Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e gönderdi.

Öğretmenlik Mesleği ve Milli Eğitim Akademisi Kanunu Taslağı'na eğitim sendikalarının tepkisi sürüyor. ‘Öğretmenlerin itibarsızlaştırıldığı ve özlük haklarının korunmadığı’ gerekçeleriyle eleştirilen kanun tasarısına karşı bugün İzmir’de iki sendikadan tepki geldi.

Hürriyetçi Eğitim-Sen İzmir Şubesi ve İzmir Eğitim Gücü Sendikası, kanun taslağına karşı açıklama yaparak eleştirilerini dile getirdi. Hürriyetçi Eğitim-Sen üyeleri, açıklamasının ardından kanun taslağına tepki olarak öğretmenlik önlüklerini Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e gönderdi.

Sarısayın: “Akademi, adam kayırmanın ve torpilin yolunu açmaya namzettir”         

Hürriyetçi Eğitim-Sen adına açıklamayı İzmir İl Temsilcisi Adnan Sarısayın yaptı. Yeni kanun taslağında daha önce verilen sözlerin tutulmadığını belirten Sarısayın, Milli Eğitim akademilerinin de eğitim fakültelerine ‘güvensizlik’ beyanı olduğunu ifade ederek şunları söyledi:

​”Milli Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin maalesef öğretmenlerin görüşlerini almadan, yeni ÖMK düzenlemesini hazırlayarak TBMM’ye göndermeye çalışmaktadır. Hazırlanan ÖMK ile çalışma koşullarının, ekonomik ve sosyal hakların düzeltilmesi beklenirken cezaların bulunduğu ama ödülün bulunmadığı bir kanunla karşı karşıyayız.  Milli Eğitim Eski Bakanı Mahmut Özer’in bakanlığı döneminde uzman öğretmenlik unvanı için ‘10 yıl görev şartını 5 yıla düşüreceğiz’ başöğretmenlik unvanı için ise ‘uzman öğretmenlikte 10 yıl bekleme şartını kaldırıyoruz’ açıklaması ve Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in, Öğretmenler Odası Buluşmalarında, uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik süre şartının azaltılacağını ifade etmesine rağmen, kanun taslağında kariyer basamakları eski haliyle devam etmektedir.

Aynı kanun taslağına göre; Milli Eğitim Akademisi kurulacağı, atama bekleyen öğretmenlerin KPSS puanına göre akademide eğitim aldıktan sonra ve başarılı olmaları durumunda öğretmen olma şartı getirilmektedir. Milli Eğitim Bakanı eğitim fakültelerinin verdiği eğitime güvenmediğini açıkça beyan etmiş oluyor. Kanun taslağına bakıldığında akademiye seçilecek akademisyen ve öğretmen seçiminin bir kriteri bulunmamaktadır. Yani akademi, adam kayırmanın ve torpilin yolunu açmaya namzettir. Akademiler bağımsız ve özerk yapılardır. Milli Eğitim Bakanlığına bağlı açılacak akademi tüm ön şartlardan yoksundur.”

“Kanun kuşa çevrilmiştir”

Kanun taslağında yer alan proje okulu, kademe ilerleme cezası gibi hususları da eleştiren Sarısayan, sendikanın taleplerini de sıralayarak şu ifadeleri kullandı:

“Tüm sendikaların Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrısına rağmen Yusuf Tekin bildiğini okumaktan vazgeçmemektedir. Ayrıca Maliye Bakanlığı’nın ekonomik tedbirleri de öne sürülerek kanun kuşa çevrilmiştir.

* Uzman ve Başöğretmenlik tazminatları emekliliğe yansıtılmalıdır.

* Daha önce verilen söz gereği uzman öğretmenlik başvuru süresi 5 yıla başöğretmenlik için 10 yıla düşürülmelidir. Uzman ve başöğretmenlik için sınav şartı kaldırılmalıdır.

* Ek ders ücretleri %100 oranında artırılmalıdır.

* Sözleşmeli öğretmenlik uygulaması kaldırılmalı ve kadrolu istihdam modeline geçilmelidir.

* En düşük öğretmen maaşı yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalıdır.

* Zorunlu hizmet bölgelerinde görev yapan öğretmenlere tazminat ödenmelidir.

* Kamuda ilk işe alımlarda mülakat uygulamasına son verilmelidir.

* Öğretmen atamalarında KPSS puan üstünlüğü tek kriter olmalıdır.”

Sendika üyesi eğitimciler, açıklamanın ardından Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmenlere gönderdiği önlükleri, PTT aracılığıyla Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e gönderdi.

Fak: “Karşımıza bir ceza kanunu mahiyetinde çıktı”

Öğretmenlik Meslek Kanunu değişiklik tasarısına karşı bir açıklamada İzmir Eğitim Gücü Sendikası tarafından yapıldı.

İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde yapılan basın açıklamasında sendika adına konuşan İzmir Eğitim Gücü Sendikası Başkan Yardımcısı İbrahim Fak, ÖMK değişiklik tasarısının sorunlarını çözmekten uzak olduğunu, atama, sözleşmeli öğretmenlik gibi konularda beklentileri karşılamadığını ifade etti.

Kanun tasarısının öğretmenlerin özlük haklarını korumadığının altını çizen Fak, tasarıdaki sorunlu noktalara dikkat çekerek şunları söyledi:

“Yılların özlemi Öğretmenlik Meslek Kanunu değişiklik tasarısı, maalesef karşımıza bir ceza kanunu mahiyetinde çıktı. Mesleğin yasal ve sosyal statüde güvencesi olacak bir kanun beklerken öğretmenin mesleki güvencesini tehdit eden maddelerle karşılaşmış durumdayız. Elimizdeki yasa taslağında öğretmenin sosyal ve ekonomik haklarına yönelik bir iyileştirme yok. Tartışma konusu hiçbir sorunun gerçek anlamda çözümünü içermeyen, özlük haklarının destekleyicisi olmaktan uzak, öğretmenin mesleki güvencesini ve hatta branşlar bazında meslek etiğini bürokrasinin keyfine bırakan maddeler, kaygı vericidir. Uzman ve başöğretmenlik unvanı için hizmet süresi konusunda 5/10 yıl olarak verilen sözler tutulmamıştır. Yasa taslağı; branş bazında mesleki etik, ilke ve değerleri ilgilendiren yönetmelikleri kanun maddeleriyle karşı karşıya getirmektedir. Bunun yanında milli eğitim ve şube müdürleri ile daire başkanları, müfettişler, eğitim uzmanları gibi unvanlara kanunda yer verilmemiştir. Engelli öğretmenlerle ilgili bir madde yer almamaktadır. Kanun taslağı, eğitim çalışanları için kapsayıcı olmaktan uzaktır.

“Sözleşmeli öğretmenlik devam ettirilmekte ve yasallaştırılmaktadır”

Bir yandan öğretmene şiddet suçlarının cezası ve yaptırımları artırılırken diğer yandan muallakta bırakılan bir disiplin maddesi ile öğretmenin öğrenci karşısındaki otoritesi adeta yok sayılmış, öğretmen-öğrenci-veli sorunlarına davetiye çıkartılmıştır. Eğitim Gücü Sen olarak öğretmenin mesleki güvencesini ve özlük haklarını, amirin ve müfettişlerin inisiyatifine bırakacak bir uygulamayı asla kabul etmeyeceğiz. Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda sözleşmeden kadroluyla geçen öğretmenlerin hakları ve tayinleri, yönetici hakları gibi hususlar ile çözüm bekleyen daha birçok konu muallakta kalmıştır. Tartışmalı bir konu olan sözleşmeli öğretmenlik devam ettirilmekte ve yasallaştırılmakta, sözleşmeli öğretmene aile birliği mazeret tayini hakkı da verilmemektedir. Bu yıla damgasını vuran ve sert tartışmalara neden olan, 2025’te kaldırılacağı öngörülen mülakatın bu yıl da uygulanmaması gerektiği görmezden gelinmemelidir.

“Öğretmenin mesleki güvencesini yok sayan bu kanun kimin?”

Norm kadro fazlası öğretmenlerin valiliklerce resen atanabileceği kanun maddesine eklenerek, hukuka konu olacak mağduriyetlere de kapı aralamıştır. Ayrıca; resen norm fazlası atamalarının kanunlaştırılması, haksız uygulamalar karşısında eğitim çalışanlarını hukuksal anlamda savunmasız bırakacaktır. Bugün bazı maddeler işinize gelebilir, ta ki olumsuz yönüyle size de dokunana kadar! Soruyoruz… Öğretmenlik Meslek Kanunu eğer ki öğretmenlerin kanunu olacaksa mesleki itibarı, özlük haklarını ve öğretmenin mesleki güvencesini yok sayan bu kanun kimin?”

 

Kaynak: anka