Hastane, doktor ihmali iddialarına bir yenisi daha eklendi. Diyarbakır Kayapınar'da yaşayan Damla Sakallı, burnundaki çatlaklar nedeniyle nefes almakta zorluk çektiği için burun ameliyatı olmak istedi. Özel bir hastaneye başvuran Damla’nın, 80 bin TL ödedikten sonra yatışı yapılarak ameliyatı için gerekenler hazırlandı.

Bakırköy'de riskli binalar güvenli hale geliyor... 5 binada yıkım başladı Bakırköy'de riskli binalar güvenli hale geliyor... 5 binada yıkım başladı

Ameliyat öncesi serum takılan Damla aniden rahatsızlandı. Durumu ağırlaşan ve aynı hastanede yoğun bakım ünitesine alınan Damla, doktorların müdahalelerine rağmen hayatını kaybetti. Aile, hastanenin ihmali olduğu iddiasıyla savcılığa başvurdu.

‘DEVLETE GÜVENİYORUM, BENİM BU KIZIMIN ÖLÜMÜNÜ AÇIĞA ÇIKARTACAK’

Damla’nın babası Şeyhmus Sakallı, kızının küçükken düştüğü için burnunda çatlakların olduğunu, nefes almakta güçlük çektiği için ameliyat olmak istediğini belirtti. Diyarbakır’daki bütün hastaneleri dolaştıklarını hiçbir hastanenin ameliyata onay vermediğini belirten Sakallı, Damla'nın astım hastası olduğunu da ifade etti.

Acılı baba olay gününü şöyle anlattı

"Annesi beni sabah 08.00’de aradı, ‘Ben Damla’yı hastaneye götürüyorum, gel’ dedi. Ona, ‘Damla’yı ameliyat etmiyorsun’ dedim. Yüzümü bile yıkamadan hastaneye koştum. Merdiveni bitirmeden, ‘Kızım öldü’ dedi. Damla’nın burnunda çatlaklar varmış, o çatlaklıkları düzeltmek için ameliyat olacaktı. Kızım 80 bin TL para verdi. 3 hemşire geldi, kızıma serum bağladı. Serum bağladığı gibi direkt çıktılar, serumun 2 veya 3 damlası geldikten sonra ben kızıma baktım, simsiyah olmuş, ağzından köpük geliyor. Bağırdım, çağırdım, hemşeriler bana, ‘Bir şey yok niye bağırıyorsun yahu’ dediler, ben de ‘Kızım ölüyor’ dedim.

'ZAMAN KAZANMAK İSTEDİLER...'

Hastanenin bütün doktorları toplandı, benim kızımı direk yoğun bakıma aldılar. Benim kızım sabah 08.30’da zaten yukarıda öldü. Yoğun bakıma aldıkları zaman beni aldattılar. ‘Kızın yaşıyor’ dediler ama yalan söylediler. Zaman kazanmak için, hastanenin her tarafına neredeyse 2 bin polis yığıldı. Çevik kuvvet polislerinden tutun da yunus polislerine kadar. Hastanenin etrafını sarıp kendilerini güvence altına aldıktan sonra gece 12’de bana ‘Senin kızın öldü’ dediler.

Bağırdık, çağırdık elimize hiçbir şey gelmedi, polisler bizi engelledi. En son bizi Adli Tıp Kurumu’na götürdüler. Ben kızımın orada olduğunu bilmiyordum. Bize kızımın çoktan burada olduğunu söylediler. Ben bu insanlardan, bu yönetimden, o doktordan, o hastanedeki herkesten şikayetçiyim. Devlete güveniyorum, benim bu kızımın ölümünü açığa çıkartacak. Yeniköy Mezarlığı’na getirdik. Orada morga koyduk, sabahleyin geldik ve kızımın cenazesini yıkadık, Şilbe Mezarlığı’nda defnettik.”

‘SAĞLIKÇI OLAN BENİM KIZIM, SAĞLIKÇILARIN ELİNDE ÖLDÜ’

Hastaneden kimsenin onları arayıp sormadığını belirten acılı baba, Damla'nın 20 yaşında üniversite mezunu hayalleri olan bir kız olduğunu anlattı. Acılı baba, Damla'nın tıbbi sekreter olmak istediğini söyleyerek "O kasap, para peşindeydi yani. Sağlıkçı olan benim kızım, sağlıkçıların elinde öldü. Ömür boyu şikayetçiyim. Dünya yıkılsa da şikayetçiyim. Ben ölsem de, ne olursa olsun şikayetçiyim." ifadelerini kullandı.

Hastane yönetimi konuyla ilgili açıklama yapmak istemedi.

Editör: Alpaslan CAN