(İZMİR) - İzmir'de, Hakkari Belediyesine kayyum atanması protesto edildi. DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın, "Biz bütün demokrasi güçleriyle sonuna kadar mücadele etmeye ve Hakkari halkının iradesi teslim edilinceye kadar, onun mücadelesini yapmaya devam edeceğiz" dedi.
DEM Parti’nin 31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinde Hakkari Belediye başkanı seçilen Mehmet Sıddık Akış'ın tutuklanarak belediyeye kayyum atanması İzmir'de protesto edildi. Konak ilçesi Kıbrıs Şehitleri Caddesi ÖSYM binası önünde toplanan DEM Parti, TİP, EMEP üyeleri "Kayyum darbedir. Belediyeler bizimdir, gasp edemezsiniz. Kayyuma karşı nöbetteyiz" yazılı pankart açarak Türkan Saylan Kültür Merkezi önüne yürüdü. Yürüyüşün ardından açıklamalarda bulunan DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın, "Hepimiz kayyum karşısında ve özellikle insanlarımızın, yurttaşlarımızın, Kürt halkının kendi kültürleriyle kendi kimlikleriyle, kendi adaylarıyla, yürüttüğü çalışmalara, sabote etmek isteyen zihniyet karşısında duralım" diye konuştu.
"Adalet arayışımız ve mücadelemiz devam ediyor"
Hakkari Belediyesi'ne 2 ay önce kayyum atandığını belirten Akın, "Kayyum karşısında adalet çalışmalarımız, mücadelemiz devam ediyor. Türkiye'nin her tarafında etkinliklerimiz devam ettiği gibi aynı zamanda Batman'dan Hakkari'ye kadar yaklaşık 7 gün kesintisiz bir şekilde adalet yürüyüşümüzü gerçekleştirdik. Biz buna 'darbe' diyorduk. Hakkari halkıyla sınırlı olmayan, bir anayasayı ortadan kaldıran darbe girişimi karşısında bütün Türkiye halkı duyarlı olmalı. Hakkari halkıyla birlikte olmalı. Seçimden 2 ay sonra Hakkari halkının hakkını gasp etmek demek seçimi ortadan kaldırmak demektir. Yurttaşlık hakkını ortadan kaldırmak demektir. Bunu kabul etmek mümkün değil. Bugün Hakkari'ye yapılan yarın herkese yapılabilir. Bu nedenle o günden bu güne yürüttüğümüz hak arayışımız, adalet arayışımız ve mücadelemiz devam ediyor. Bütün emek ve demokrasi güçlerinin bu konudaki dayanışması çok kıymetli. Biz mecliste bu tartışmaları yaptığımızda bütün partiler, özellikle muhalefet partileri kayyuma karşı itirazlarını ilk kez bu kadar somut söylediler. Sadece iktidarın ortağı olan MHP ve aynı zamanda AKP bu konuda kayyumu savundu" ifadelerini kullandı.
Akın, Hüseyin Çelik'in sözlerini hatırlattı
Sözlerini AK Parti'nin kurucularından ve eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in açıklamaları üzerinden sürdüren Akın, "Şu anda bu mevcut rejimin temsilcisi olan AKP'nin daha önceki başkan yardımcısı 'artık bu işin çivisi çıktı, cinnet geçiriyor bu iktidar' demeye başladı. Kim diyor bunu? Daha önceki AKP Genel Başkanı Yardımcısı Hüseyin Çelik. Neden diyor? Şu anda insanlarımızın halay çekerken gözaltına alınması yetmiyormuş gibi tutuklanması karşısında bunu söylüyorlar. Bu yetmiyor. Şu anda aynı şekilde kayyum ve darbe zihniyeti devam ediyor" diye konuştu.
"AYM'nin vermiş olduğu kararı tanımamayan bir rejimle karşı karşıyayız"
Anayasa Mahkemesi(AYM)'nin son genel seçimde TİP'ten Hatay milletvekili seçilen ancak vekilliği düşürülen Can Atalay'la ilgili "Milletvekilliğinin düşürülmesi yok hükmündedir" hükümünü de hatırlatan Akın, şunları kaydetti:
"Anayasa Mahkemesi, Can Atalay hakkında bir karar verdi. Milletvekilliğini düşürme kararının yok hükmünde olduğunu söyledi. Anayasa Mahkemesi'nin vermiş olduğu kararı bile tanımayan bir hükümet, bir mahkeme, bir rejimle karşı karşıyayız. Bu anayasada hiç kimsenin demokratik hakkı kalmamış durumda. Her an herkesin başına her şey gelebilir. Böylesine otoriter bir rejimle karşı karşıyayız. O nedenle mesele sadece Hakkari'deki bir halkın iradesinin gasp edilmesi değildir. Aynı zamanda bu ülkeyi faşizan, otoriter bir rejimle karşı karşıya bırakan ve uygulayan bir zihniyet vardır. Bu zihniyet karşısında hiç kimse sessiz kalmamalı. Sessiz kalan suça ortak olacak demektir.""Bu rejim karşısında herkesi duyarlı olmaya çağırıyoruz"
DEM Parti İzmir Milletvekili Akın, Hakkari'de gözaltına alınıp tutuklanan belediye başkanı sonrası, kendi içinde meclisin bir seçim yaptığını ve kendi başkanlarını seçtiklerini hatırlatarak, "Demokratik hakkını kullandılar. Anayasal hakkını kullandılar. Bunu da kabul etmiyorlar. Meclisin de varlığını, kendi seçimini yapmasını kabul etmiyorlar. O nedenle bu rejim açıkça bir darbe rejimidir, açıkça bir otoriter rejimdir. Bu rejim karşısında herkesi duyarlı olmaya, birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz" ifadelerini kullandı.