MERVE SABCIOĞLU

Kadın hakkı savunucuları, İçişleri Bakanlığı’nın 2015 yılında başlattığı Aile İçi ve Kadına Karşı Mücadele Büro Amirlikleri uygulamasında, büro sayısının yeterli olmadığına dikkat çekti. Türkiye Kadın Dernekleri Fedarasyonu Başkanı Canan Güllü, “Devlet belki elimden tutar’ diyerek koşarak gelen kadına ‘Burada büro amirliği yok’ diyerek bir taraflara göndermek akılla ilgili bir sorunu yansıtıyor” dedi.

Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Büro Amirlikleri uygulaması, 2015 yılında İçişleri Bakanlığı tarafından başlatıldı. Erkek şiddeti nedeniyle, ikamet adreslerine en yakın kolluk kuvvetine başvuran kadınlar; her il ve ilçede bulunan Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Büro Amirlikleri’ne yönlendiriliyor ve şikayetlerini bu bürolarda vermeleri isteniyor. Ancak kadın hakları savunucuları ve avukatlar, büroların sayılarının yeterli olmadığına dikkat çekiyor.

AVUKAT KURŞUNOĞLU: “KADINLARI TEK BAŞINA BÜRO AMİRLİĞİNE YÖNLENDİRDİKLERİNİ DUYUYORUZ”

Kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarı dosyaları ile ilgilenen Avukat Döndü Kurşunoğlu, ANKA Haber Ajansı'na yaptığı değerlendirmede Aile içi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Büro Amirlikleri’nin İçişleri Bakanlığı’nın ihtisaslaşmaya gitmesiyle kurulduğunu ifade etti. Kurşunoğlu, büroların işleyişini şöyle anlattı:

“Bu bürolar ne yapar? Aslında 6284 Sayılı Kanun’un esasen uygulaması. Bunun uygulanması adına iş ve işlemleri yürütür. Yani şiddete uğrayan ve uğrama tehlikesinde bulunan kadınların, çocukların başvuru yapıldığında korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi. Bu büro amirlikleri tam anlamıyla çalışmış olsa 6284 Sayılı Kanun’u işletebilecek.

Bir kadın karakola gittiğinde şiddetin aile içinden gelip gelmediğine bakılmaksızın bir polis eşliğinde aile içi şiddet bürolarına yönlendirilmesi gerekiyor. Fakat saatin kaç olduğuna bakılmaksızın -gece 3’te de 4’te de- karakola başvuru yapan kadını, şiddet tehlikesinde olup olmadığına bakılmadan, risk analizi yapılmadan tek başına büro amirliklerine yönlendirdiklerini görüyoruz. Kadınlar şiddete uğrayıp en yakın karakola gittiğinde karakolun uzaklaştırma, tedbir kararından tutalım sığınma evine yerleştirmeye kadar hızlıca yapması gereken uygulamalar varken ‘Büro amirlikleri var sizin oraya gitmeniz gerekiyor’ diyerek kadını şiddetin kucağına tekrar atıyorlar.

"KARAKOL AMİRİ 'BİZ DE BİLMİYORUZ AVUKAT HANIM TAM OLARAK UYGULAMAYI' DEDİ"

Bir müvekkilim gece üçte karşı komşusu tarafından şiddete uğruyor. Karakola başvurduğunda direk ‘Aile içi şiddet mi? Sevgiliniz mi’ diye sorulara maruz bırakılıyor ve eline bir adres veriliyor. Adres de Balgat’taki aile içi şiddet bürosu. Buraya gitmesi gerektiği söyleniyor. Fakat kadının şiddet görme tehlikesi devam ediyor. Kadın şikayetçi olmaktan vazgeçiyor. Bir gün sonra benimle iletişime geçmişlerdi. Ben karakola gittiğimde karakol amiri aynen şunu söylemişti: ‘Sayın Bakanımız bu uygulamayı getirdi ama tam olarak oturmayan bir uygulama bu. Biz de bilmiyoruz avukat hanım tam olarak bu uygulamayı.’ Benim gittiğimde yıl 2020 idi ama bu büro amirlikleri 2015 yılında kuruldu. 5 yıl boyunca hiçbir işlerliği yok demek ki bu büroların.

Ben ‘Bunun geçerliliği ne’ diye sorduğumda bir iç yazışmayı göstermişti bana. İç yazışma da aslında 6284 Sayılı Kanun’un yönetmeliğinden bahsediyordu. Bu yazışmanın fotoğrafını çekmek istediğimde elimden hızlıca alarak ‘Buna yetkiniz yoktur, bizi karalamaya çalışıyorsunuz’ diyerek ket vurdu konuşmaya.

"UYGULAMA ASIL AMACINDAN SAPIYOR"

Eve hırsız girdiğinde en yakın karakola başvurup hemen şikayetçi olabiliyoruz. Ya da toplumsal cinsiyet odaklı şiddet olmayan şiddetle başvuru yaptığımızda şikayetimiz alınır sonra şüpheli bulunur, onun ifadesi alınır, sistem bu şekilde işler. Ama kadına yönelik şiddet konusunda sistem bambaşka oluyor.

Çankaya bölgesinde sadece Balgat’a gönderiliyor. Fakat o karakol da sadece aile içi şiddet bürosu değil, karma. Yani gerçekten bir karakol var, içinde de bir büro amirliği var. Mesela bu büro amirliğine gittiğinizde burada bir psikolog var mı? Kadının ifadesi gerçekten kadın polis memuru tarafından mı alınıyor? Buralar muallak çünkü çok fazla bir denetim yok. Denetim olsa da işlerliği yok.

Aslında ilk adım olarak güzel bir uygulamayken şu an kadınların şiddete karşı hızlıca harekete geçmesini engelliyor. Birçok kadın bu süreçle uğraşmamak adına hiç şikayetçi olmuyor. Uygulama asıl amacından sapıyor.

"BAROLARIN KADIN HAKLARI MERKEZİNİN 7/24 AÇIK TELEFONU VAR"

Eğer karakola gittiniz ifadeniz alınmıyorsa en başta, hangi ildeyseniz o ilin barosunun kadın hakları merkezini aramanızı öneririm. Oradan bir atama yapılır, gelip konuşulur, sürece dahil olunur. Buralara ulaşamıyorsak dahi süreçte ısrarcı olmamız gerekiyor kadınlar olarak. Nasıl ısrarcı olabiliriz? Şikayetimizin gerçekten aldırılmasından tutalım, büro amirliği için zorluyorlarsa buraya bir polis eşliğinde gitmeye kadar ısrarcı davranmamız gerekiyor. Kadın hakları merkezine de mutlaka ulaşılmalı çünkü 7/24 açık bir telefonları var. Diyelim ki bu sistemi işletemedik, şikayetimizi aldıramadık. Benim müvekkillerime de önerdiğim şey, CİMER’e şikayet edelim.

GÜLLÜ: "GİDECEK PARANIZ VAR MI? DÖNECEK PARANIZ VAR MI? BÜTÜN BUNLARIN PLANLANMASI LAZIM"

Konuyu ANKA Haber Ajansı'na değerlendiren Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü, şunları söyledi:

“2015'te kurulan bu büro amirlikleriyle şöyle bir sorunumuz var. Bütün şehirlerde karakolların hepsinin içinde bu amirlikler yok. Kadın kararını verdi, zor bela bin bir güçlükle kolluğa geldi… Kolluk sizin risk analiz raporuyla nerelerden geldiğinizi, ne yapabileceğinizi, önlemlerinizi nasıl alabileceğinizi organize etmekle mükelleftir. Ancak gittiğiniz o kapıda ‘Bizim burada büro amirliği yok, şuraya gidin’ deniyor. Hele İstanbul, Ankara için düşünün. Gittiniz, müracaatınızı yaptınız, cebinizde gidebilecek para var mı? Gittiniz, dönebilecek para var mı? Gittiniz çocuklarınız evde ya da okulda, alabilecek kimseniz var mı? Ya da o cesareti buldunuz, böyle bir sıkıntıyla daha ilk adımda karşılaştığınızda kararınız yürümek mi olur yoksa ‘Ya canı cehenneme, şiddeti çekerim daha iyi’ deyip eve dönmek mi olur? İşte bütün bu meselelerin stratejik olarak planlanması lazım. Geçenlerde Ankara Mamak’ta oturan bir arkadaşımın böyle bir sıkıntısı olduğunda, kolluğa gittiğinde dönebilecek parası olmadığı için ‘Beni bırakın’ diyor, kolluk da ona ‘Benim arabam yok’ diyor. Büro amirliği evine çok uzak mesafede.

"KADINLAR BİZE ULAŞTIĞINDA GİTTİĞİ KARAKOLLA İRTİBAT KURUYORUZ, GEREKLİ İŞLEMLER YAPILIYOR"

Şiddet bir yana, bu uygulamalardan kaynaklanan şiddet de farklı bir durum olarak karşımıza geliyor. Biz bunlara ‘ikincil mağduriyetler’ diyoruz. Kadın size bir can havliyle gelmiş, kolluk kuvvetine. Artık orada 6284 Sayılı Yasa gereği ne yapılması gerekiyorsa onu uygulamak zorundasınız. Ancak bu uygulama İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiğini beyan eden iktidarla beraber asgariye inmişken, yine ‘Devlet belki elimden tutar’ diyerek koşarak gelen kadına ‘Burada büro amirliği yok’ diyerek bir taraflara göndermek de akılla ilgili bir sorunu yansıtıyor. Zaten TKDF olarak bir acil yardım hattı işlettiğimizden, bu sorunların tamamında kadınlar bize ulaştığında ‘Hayır o karakolda kalacaksın’ diyerek o karakoldaki arkadaşla irtibat kuruyoruz. Gerekli işlemler yapılabiliyor. Bize ulaşamayan arkadaş varsa hakikaten şiddetin ikincil mağduriyet ayağını yaşamış oluyor.”

BÜRO AMİRLİĞİNE GÖTÜRÜLEN KADIN: “ANNEMDEN PARA İSTEDİM ANCAK ÖYLE DÖNEBİLDİM”

5 Şubat günü Ankara Çankaya’da yaşayan bir kadın, büro amirliğine ulaşma konusunda yaşadığı zorluğu, ANKA Haber Ajansı'na şöyle anlattı:

“Sabaha karşı saat dört civarında bir erkekten tehdit aldığım için evime en yakın karakola başvurdum. Karakoldaki polisler, bana bu konuda yalnızca büro amirliğine başvuru yapabileceğimi, orada ifademi alamayacaklarını bildirdi. Çankaya’daki büro amirliğinin Balgat’taki 10 Nisan Polis Karakolu olduğunu söylediler. Bulunduğum karakola uzak. Param olmadığını, bu saatte Balgat’a gidemeyeceğimi söyledim. Eğer beklersem, ekip arabası müsait olunca beni bırakabileceklerini ifade ettiler. Yaklaşık iki saat kadar ekip arabasının gelmesini bekledim. 10 Nisan’a gittiğimde orada Çankaya’nın çok farklı yerlerinden gelen kadınlar olduğunu gördüm. Hatta bir tanesi bana, oraya çok uzak olan Yaşamkent’ten geldiğini söyledi. Sabah yedi buçuk gibi işlemlerim bitti. Karakoldakilere param olmadığını söyledim ve evime nasıl döneceğimi sordum. Bana bu konuda bir şey yapamayacaklarını söylediler. Annemi arayıp bana para göndermesini istedim, ancak böyle evime dönebildim.”

Çankaya ilçesinde bulunan tek Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Büro Amirliği, 10 Nisan Polis Karakolu. Bu karakola Çankaya’nın pek çok yerinden toplu ulaşımda aktarma yapmadan ulaşmak mümkün değil. EGO’nun tam bilet fiyatlandırmaları göz önünde bulundurulduğunda bir kadının iki vasıta kullanarak 10 Nisan Polis Karakolu’na gidip evine geri dönmesi en az 13,5 TL tutuyor.

HER 28 BİN 296 KADINA, BİR BÜRO DÜŞÜYOR

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu 27 Kasım 2020 tarihinde “2015 yılında 81 il merkezinde kurulan Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Büro Amirliklerini ilçe düzeyinde genişledi, 81 olan sayıyı 1086'ya çıkarıldı” demişti. Soylu’nun, 10 Ocak 2022’de yaptığı açıklamaya göre aradan geçen iki yılda 16 büro amirliği daha açıldı. Soylu, 10 Ocak 2022’de şunları söyledi:

“81 il merkezinde 2020 ve 2021 eylem planı çerçevesinde aile içi şiddete ve kadına yönelik şiddete yönelik mücadele büroları kuruldu. 1005'i poliste, 97'si jandarmada olmak üzere toplam 1102 büro hizmet veriyor.”

Türkiye İstatistik Kurumu’nun son verilerine göre, Türkiye’deki 18 yaş ve üzeri kadın nüfusu 31 milyon 183 bin 135. Soylu’nun kamuoyu ile son paylaştığı veriler de göz önünde bulundurulduğunda Türkiye’de, 18 yaş üzeri her 28 bin 296 kadına yalnızca bir Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Büro Amirliği düşüyor.

TKDF Acil Yardım Hattına şu numaralardan ulaşılabiliyor:  0212 656 96 96 - 0 549 656 96 96 

Ankara Barosu Gelincik Merkezi'nin acil yardım hattına şu numaradan ulaşılabiliyor: 444 43 06

 

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

video: TKDF Başkanı Canan Güllü video: Av. Döndü Kurşunoğlu