(ANKARA)- CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, "Gelir vergisi kesilen ücretliler ülke ekonomisini ve bütçesini ayakta tutarken, ismini gizleyen servet sahibi rekortmenler ve kazancının vergisini ödemeyenler iktidarın gölgesinde yıllardır korunuyor" dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Toprak, haftalık değerlendirme raporunu yayımladı.
Toprak, raporunda şu değerlendirmelere yer verdi:
“Putin’in ziyareti başka bahara kaldı”
"Aliyev-Putin ittifakının en somut stratejik hamlesi. Rusya Devlet Başkanı Putin’in Bakü ziyaretinde Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev ile imzaladığı anlaşmalar Türkiye’nin Kafkasya ve Avrupa’ya yönelik enerji ve ticaret yollarında devre dışı kalmasına zemin yaratabilir. İktidarın Türkiye’yi enerji üssü yapma planlarına karşılık Aliyev-Putin ittifakının Bakü Anlaşmaları, bu planları ciddi ölçüde zayıflattı. Diplomatik gaflar ve içe dönük siyasi hamaset söylemleriyle aynı anda Aliyev ve Putin’le soğukluk yaratmayı başaran iktidarın Güney Kafkasya politikası, kısa sürede ciddi hasar aldı. Muhtemelen Putin’in Türkiye ziyareti bir başka bahara kaldı.
“Siyasi vesayetin gölgesi toplumu susturmanın aracına dönüştürülüyor”
Siyaseti vesayet gölgesinden kurtarma iddiasıyla iktidara gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP, kendi vesayet mekanizmasını inşa edip, toplumu ve siyaseti dizayn etmeye çalışıyor. İnanç, düşünce, ifade ve iletişim özgürlüklerini vesayet altına alma amaçlı örneklerin çoğalması, planlı ve koordineli bir senaryonun aşamalarıdır. Tek hakimin görev yaptığı sulh hukuk mahkemeleri, iktidar ve çevresinden gelen erişim yasağı, haber kaldırma, yayın durdurma talepleri anında yerine getirirken, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç 900’den fazla yeni mahkeme kurulacağını, yargının iş yüküne yetişemediğini ifade ediyor. Siyasi vesayetin gölgesi toplumu korkutma, sindirme ve susturmanın aracına dönüştürülüyor.
“Vergi kaçıranlar, vergi o demeyenler beş yıldır kamuoyundan gizleniyor”
2023 yılı Gelir ve Kurumlar Vergisi rekortmenlerinden ‘ismini açıklamak istemeyenlerin’ sayısındaki artış, AKP döneminde servetini katlayanların mahcubiyetini yansıtıyor. Milyar dolarlık iktidar müteahhitleri vergi sıralamasında görünmüyor. Vergi yüzsüzleri listesi 2019’dan bu yana yayınlanmıyor. Gelir İdaresi Başkanlığı, büyük bölümü ismini gizleyen vergi rekortmenlerinin neredeyse boş listesini kamuoyuna açıklarken, kazancının vergisini o demeyen ‘Vergi Yüzsüzleri’ listesini ise 2019’dan beri açıklamıyor. Vergi kaçıranlar, vergi ödemeyenler beş yıldır kamuoyundan gizleniyor. Gelir vergisi kesilen ücretliler ülke ekonomisini ve bütçesini ayakta tutarken, ismini gizleyen servet sahibi rekortmenler ve kazancının vergisini ödemeyenler iktidarın gölgesinde yıllardır korunuyor.
“Kamu- Özel İş Birliği projelerinin topluma verdiği hasarın faturası giderek ağırlaşıyor
Kamu-Özel İş Birliği (KÖİ) kapsamında AKP’li müteahhide yaptırılan Çukurova Havalimanı’nda taahhüt edilen hazine garantileri için 87 yıllık Adana Şakirpaşa Havaalanı kapatıldı. Şehir hastaneleri, İstanbul Havaalanı vb. KÖİ projeleri ile ülkeye ve topluma verilen hasarın faturası giderek ağırlaşıyor. KOİ modelli projeleri üstlenen 44 müteahhide verilen hasta, yolcu, araç sayısı, geçiş garantilerin hemen hiç birisi tutturulamadığı için Hazineden her yıl bu projeleri üstlenen müteahhitlere milyarlarca TL ödenmektedir. Bu ödemeler halkın refahından kısılarak, maaşından vergiler kesilerek yapılmaktadır. Müteahhitlere ödenecek garantilere ayrılan tutar 2024 bütçesinde 162,3 milyar TL’dir. Şimdi Çukurova Havaalanı için verilen 9 milyon yolcu garantisiyle 2025 bütçesindeki garanti ödemesi tutarı en az 8-10 milyar TL daha artacak ve her yıl katlanacak.
“Bir yılı aşkın süreden bu yana örtülü bir IMF programı uygulanıyor”
Maliye, bütçe, vergi politikalarını başarısız bulan ve yeni vergiler isteyen Uluslararası Para Fonu (IMF), faiz indirimine karşı çıktı. Gerekirse politika faizinin daha da artırılmasını önererek memur, emekli, asgari ücret zammının da yılda bir kez ve hedef enflasyona göre yapılmasını istiyor. İMF raporundaki talepler ve koşullara Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ekonomi yönetiminin suskunluğu dikkat çekici. Anlaşılan dış kaynak ihtiyacı had safhada olan iktidar, küresel piyasaları ve sıcak para sermayedarlarını karşısına almamak için İMF’nin taleplerine karşı çıkmak, şartlarına tepki göstermek istemiyor. Kaldı ki bir yılı aşkın süreden bu yana zaten örtülü bir IMF programı uygulanıyor.
“İstişare edilseydi milyonlarca mükellef mağdur edilmeyecekti”
Ekonomide milyonlarca vergi mükellefini mağdur eden enflasyon muhasebesinde ısrarcı olan ekonomi yönetimi, iş dünyasının tepkileri yükselince geri adım atmak zorunda kaldı. Hazine ve Maliye Bakanlığı, 1,5 milyon mükellefi enflasyon muhasebesi ve ek vergi kapsamından çıkarttı. 2023 cirosu 50 milyon liranın altında olan yaklaşık 1,5 milyon gelir ve kurumlar vergisi mükellefi 2024 ek geçici vergi döneminde enflasyon muhasebesi uygulaması kapsamından çıkartılırken, bu kişi ve kurumlar gecikme faizi ve cezası o dememek için şimdi 6 Eylül’e kadar yeniden düzeltme beyannamesi vermek zorundalar. Oysa uygulamayı yürürlüğe koymadan önce TOBB, TÜRMOB, MÜSİAD vb. kuruluşlarla istişare edilseydi milyonlarca mükellef bu yanlışlarla mağdur edilmeyecekti.
“Hizmet sektöründe fiyatlar hızla yükseliyor”
Hizmet Üretici Fiyat Endeksi (H-ÜFE) temmuzda aylık yüzde 4, 12 aylık ortalamada yüzde 79 arttı. Hizmet sektöründe fiyatlar hızla yükseliyor. İstihdamın yüzde 50’den fazlasını kapsayan bu sektörde, ulaşımdan yeme-içmeye kadar sert bir enflasyon dalgası hızla yaklaşıyor. Her alandaki gereksinimlere yanıt veren hizmet sektörü, elektrikten doğalgaza, akaryakıttan gıda fiyatları ve iş yeri kiralarına kadar yapılan yüksek oranlı zamlarla artan maliyetleri hizmet bedeline yansıtılıyor. Bu döngüde zincirleme şekilde birbirinden etkilenen ve kimi zaman keyfiliğe varan bir fiyat artışı dalgası yaşanıyor. Gıdadan sonra en sorunlu ve kontrolsüz alanın hizmet sektörü olması, enflasyonla mücadelede başarıyı olumsuz etkileyecek en büyük risklerden birini oluşturuyor.
“Planlı üretime geçiş görüntüsü altında tarım destekleri karmaşık hale getirilecek”
Bitkisel üretimde 2025-2027 dönemini kapsayan üç yıllık desteklerle ilgili olarak 5 günde iki ayrı Cumhurbaşkanı kararı yayınlandı. Planlı üretime geçiş görüntüsü altında tarım desteklerinin çok daha karmaşık hale getirilip yap-boza dönüşmesi, üreticiyi olumsuz etkileyecek ve üretimden koparacaktır. Tarımsal üretime yönelik yeni destekleme politikalarını içeren Cumhurbaşkanı kararları, üç yıl yürürlükte olacak. Üreticinin gelecek üç yıldaki destekleri bugünden görüp ne üreteceğine karar vermesi açısından olumlu bir adım sayılabilir. Buna karşılık desteklerin ürün hasadından bir yıl sonra ödenmesi, yeni desteklerden yararlanma koşullarının karmaşık bürokratik işlemlere bağlanması beklentileri karşılamadığı gibi üretimden kopuşu hızlandıracaktır.
"Rusya’nın hız verdiği ara buluculuk girişimleri yakın dönemde sonuç verirse ikili görüşme süreci başlayabilir"
Türkiye ile Suriye arasındaki normalleşme müzakerelerinde bir süredir devam eden suskunluk, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın açıklamalarıyla yeniden hareketlendi. İktidar, Türkiye ile müzakereler için koşullarını yineleyen Esad’a karşılık öncelikle PYD-YPG terör örgütlerinin tasfiyesiyle ilgili ön koşulları gündeme getirdi. Esad’ın son açıklamalarının hemen ertesinde TSK’nın Suriye’den çekilmesinin müzakereler için bir ön koşul olmadığını dile getirip söylemlerini yumuşatması, yeni bir diyalog ve normalleşme sürecine olanak sağlayabilir. Bunun için karşılıklı olarak terör, terör örgütü, egemenlik ve toprak bütünlüğü başlıklarındaki görüş ayrılıkları ve anlaşmazlıkların giderilmesi gerekir. Rusya’nın hız verdiği ara buluculuk girişimleri yakın dönemde sonuç verirse ikili görüşme süreci başlayabilir."