OGÜN AKKAYA
(ANKARA) - Yeni eğitim öğretim yılının başlamasına sayılı günler kala Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in “şehir efsanesi” dediği “kayıt ücreti” tartışması yeniden alevlendi. Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, “Bakanın şehir efsanesi dediği durum yıllardır var. Ancak tasarrufun önce eğitim üzerinden yapıldığı bu süreçte çok daha fazla arttı. Bir şehir efsanesi varsa o da, bütün bunlardan bihaber gibi davranan Bakan Yusuf Tekin'in kendisidir” dedi. Eğitim Sen Genel Başkanı Kadem Özbay da “Okullarda yardımcı personel, güvenlik, sınavlar için fotokopi kağıdı ve tuvalet kağıdı gibi temel ihtiyaçlar eksik. Kayıt parası, bağış adı altında okulun anlaşmalı olduğu bir yere yatırılıyor. Eğer bakan bu durumu bulamıyorsa, biz ona tespit edelim” diye konuştu.
Okullar, uyum haftası dışında kalan tüm sınıflar için 9 Eylül Pazartesi günü açılacak. Milyonlarca öğrencinin tekrar ders başı yapacağı yeni eğitim öğretim yılı öncesinde veliler, hem artan eğitim maliyetleri hem de devlet okullarında istenen “kayıt ücreti” karşısında zorluk yaşıyor.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, devlet okullarında istenen kayıt ücretlerine ilişkin yaptığı açıklamada, “Israrlı bir biçimde her ortamda söylüyorum. Bu söylediklerim dışında eğer bir okul yöneticisi okula 'kayıt ücreti' adıyla bir talepte bulunuyorsa, illegal bir iş yapıyordur. Bizim haberdar olmamız durumunda gerekli uyarıları yaparız ama bu, bir şehir efsanesi haline dönüştü” ifadelerini kullandı. Eğitim sendikaları, Tekin’in açıklamalarına tepki gösterdi.
Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş), Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), Hürriyetçi Eğitim Sendikası ve Anadolu Eğitim Sendikası’nın genel başkanları, devlet okullarında yasak olmasına rağmen talep edilen kayıt ücretiyle ilgili ANKA Haber Ajansı’na değerlendirmelerde bulundu.
‘’Kendisi bulamıyorsa biz ona tespitini yapalım’’
En az 60 okul müdürüne velilerden ücret talep ettikleri gerekçesiyle soruşturma açıldığını belirten Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, Bakan Yusuf Tekin’e istediği okulun önüne gidip velilere sormasını önererek "Her veli, devlet okulunda para vermek zorunda kaldığını söyleyecektir" dedi. Eğitimin anayasal bir hak ve ücretsiz olduğunu hatırlatan Özbay, şu açıklamalarda bulundu:
“Çeşitli adlar altında aidat toplanıyor. Bakan Yusuf Tekin, gerçekleri çarpıtma konusunda uzmanlaşmış. Okullarda yardımcı personel, güvenlik, sınavlar için fotokopi kağıdı ve tuvalet kağıdı gibi temel ihtiyaçlar eksik. Bu eksiklikleri hepimiz biliyoruz. Kayıt parası, bağış adı altında okulun anlaşmalı olduğu bir yere yatırılıyor. Eğer bakan bu durumu bulamıyorsa, biz ona tespit edelim. Ücretler, yıl başındaki soruşturmalardan kaçınmak için dönem içinde farklı yöntemlerle toplanıyor. Devlet okullarında her adım, para haline gelmiş bir sistemin sorumlusudur iktidar. Bu, herkes tarafından bilinen bir gerçektir. MEB’in öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamaması, bu sorunun temel nedenidir ve bunun nedenini de çok iyi biliyorlar.”
“Bakan’ın ‘şehir efsanesi’ dediği durum yıllardır var”
Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, devlet okullarındaki temel ihtiyaçların karşılanamaması durumunda okul yönetiminin ücret talebini “kayıt parası” adı altında değil de okul aile birliğine bağış şeklinde istediğini söyledi. Kayıt ücreti istenmesi durumunda velilere şikayetçi olmaları çağrısında bulunan Irmak, şöyle konuştu:
“Bakan Tekin, bu uygulamayı ‘şehir efsanesi’ olarak tanımlasa da hali hazırda veliler bu ücret talebiyle karşılaşıyor. Çark böyle dönüyor. Bakıldığında usulsüz bir durum yok gibi. Peki, bütün bunların oluşmasına sebep ne? O da okullara yeterince ödenek göndermeyen bakanlıktır, iktidardır. İkamet adresi dışında olan okullara veliler tarafından başvurarak okulun daha iyi eğitim verdiği duyumu ile başka bir okula kayıt yapmak istiyor. Bunu da okul müdürleri fırsata dönüştürüp, ‘Buraya çocuğunuzu yazdırmak istiyorsanız, okul aile birliğine bağışta bulunmanız gerekiyor’ diyor. Burada da alan razı, veren razı durumu ortaya çıkıyor. Yani bakanın şehir efsanesi dediği durum yıllardır var. Ancak tasarrufu önce eğitim üzerinden yapıldığı bu süreçte çok daha fazla arttı. Bir şehir efsanesi varsa o da, bütün bunlardan bihaber gibi davranan Bakan Yusuf Tekin'in kendisidir.”
“Okul idarecileri ile velileri karşı karşıya getirmek doğru değil”
Anadolu Eğitim Sendikası Genel Başkanı Mehmet Alper Öğretici’ye göre, okullarda kayıt ücreti istenmesinin temel sebebi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullara yeterli ödenek sağlamaması. Devlet okullarındaki temel temizlik ve güvenlik ihtiyacının bakanlık tarafından karşılanması çağrısında bulunan Öğretici, şunları söyledi:
“Milli Eğitim Bakanı her sene ‘okul kaydı için ücret alınmayacak’ demesine rağmen, eğitim-öğretim başlarken okullardan kayıt parası alınmasına dair bilgiler geliyor. En değerli varlıklarımız olan çocuklarımızın gündüz vaktinin neredeyse tamamını geçirdiği okullarda temizlik ve güvenlik personeli bulunmuyor. Okulların büyük bir bölümü, bu ihtiyacı karşılamak için okul aile birliği aracılığıyla bağış almak zorunda bırakılıyor. Bu yapılmadığında ise temizlik ve güvenlik sorunları ortaya çıkıyor. Velilerimiz bu durumun farkında olmalıdır. Doğru olan, devletin tüm ihtiyaçları karşılaması ve öğrencilerimizin ücretsiz bir şekilde eğitim almasını sağlamasıdır. Ancak hem bunu sağlamayıp hem de okul idarecileri ile velileri karşı karşıya getirmek doğru değildir. Okulların en temel ihtiyaçları olan temizlik ve güvenlik hizmetleri Milli Eğitim Bakanlığı tarafından karşılanmalıdır.”
“Bakanlık şirin görünmek yerine görevini yapmalı”
Hürriyetçi Eğitim Sen Genel Başkanı Levent Kuruoğlu da yaptığı değerlendirmede, devlet okullarındaki yetersiz temizlik ve güvenlik personeli eksikliğine dikkat çekti. Personelin olduğu okullarda sayılarının yetersiz olduğunu belirten Kuruoğlu, “İdareciler, bu giderleri karşılamak ve bağış toplamak için her yıl büyük bir çaba içerisine giriyorlar” dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın okulların temel ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzak olduğunu ifade eden Kuruoğlu, şunları kaydetti:
“Kamuoyuna kesinlikle kayıt parası veya bağış yapılmaması gerektiği konusunda uyarılarda bulunuyorlar. Ama okullar kaynak istediğinde, yerel imkanları kullanarak çözüm bulmalarını istiyorlar. Bakanlık, kamuoyuna şirin görünmek için açıklama yapmayı bırakmalı ve üzerine düşen görevleri yapmalıdır. Okulların güvenlik ve temizlik personeli başta olmak üzere kırtasiye ve benzeri ihtiyaçlarını karşılamalıdır. Kayıt parası alınmasının tamamen yasaklanması gerektiğine katılıyoruz; ancak bu, okulların ayakta kalmasını sağlayacak mali kaynakların devlet tarafından sağlanması koşuluyla mümkündür. Eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak ve kalitenin artırılmasını hedeflemek için okulların tüm ihtiyaçları eksiksiz karşılanmalı ve bu süreç titizlikle yönetilmelidir. Sayın Yusuf Tekin, okullarda bağışın gereksiz hale geleceği bir düzeni kurmak istiyorsa, okulların ihtiyaçlarını karşılayacak mali kaynakları sağlamak zorundadır. Eğitimde kalitenin artırılması ancak bu tür yatırımlar ve planlı bir mali yönetimle sağlanabilir.”