(İZMİR) – 93. İzmir Enternasyonal Fuarı resepsiyonunda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ekonomi hedeflerine ilişkin bilgi vererek “Yıl sonu itibariyle inşallah bu yılki bütçe açığımız yüzde 5’in altına gelecek” dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in katılımıyla dün kapılarını açan 93. İzmir Enternasyonal Fuarı'nın, bugün gerçekleştirilen resepsiyonla resmi açılış töreni düzenlendi.

Törene, ev sahibi sıfatıyla İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın yanı sıra; Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ticaret Bakan Yardımcısı Özgür Volkan Ağar, İzmir Valisi Süleyman Elban, fuarın onur konuğu olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, siyasi parti temsilcileri ile ekonomi dünyasının temsilcileri katıldı.

Resepsiyonda, yapay zekanın en üst ürünü olan insansı robot Sophia bir önceki açılış töreninde olduğu gibi yine sahneye çıkarak İzmir ve İEF’ye ilişkin görüşlerini aktardı.

Programda yapılan konuşmaların ortak noktası ise yapay zeka, dijital dünya ve ulusal elişim için teknolojinin önemi oldu.

Zap’ta kilit kapatıldı! Zap’ta kilit kapatıldı!

Tugay: “Her sene daha güçlü gerçekleşmesi için elimizden geleni yapacağız”

Fuarı eski ihtişamına döndürmek için çalıştıklarını ifade eden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tugay, şu ifadeleri kullandı:

“Bir etkinlik ki bir kentle adı özdeşleşmiş İEF. Sadece İzmir değil tüm ülke için adeta bir görevi yerine getirir gibi gerçekleştirilmiş. Neredeyse 100 yıla yakın bir geçmişi olan bir etkinlik İEF. Belli bir yaşta olup da İzmir fuarına Türkiye’den gelmeyen çok azdır. Böylesine güçlü bir etkinliğin ev sahibi olmak bizler için bir onur. Bu mirası başarıyla ve onurla taşıma için çalışıyoruz. Umuyorum geleceğe bizden beklenen… ‘İzmir fuarını eski günlerine döndürün başkanım’ diyen arkadaşlarımızın sesine kulak vererek elimizden geleni yapacağız ve her sene daha güçlü gerçekleşmesi için elimizden geleni yapacağız.”

“Şu an sahip olduğumuz ilmin bize yol gösterici olacağına inanıyoruz”

Fuarın içeriğine ilişkin bilgi veren Tugay, fuarın öncülük misyonuna vurgu yaparak şunları söyledi:

“14 ülke ve 53 şehirden yüzlerce firmamızın katıldığı bir fuar yaşıyoruz. Onur konuğumuz İstanbul. Özel konuk olarak ise Küba’yı ağırlıyoruz. 20 firmayla kendi stantlarında kendi ülkelerini tanıtıyor olacaklar. Bu sene tema olarak teknolojiyi seçtik. Teknoloji denilince aslında geleceğe dair sorunların çözümünü istediğimizi ifade etmeye çalışıyoruz. Sorunlara boğulmuş bir dönemde yaşıyoruz. Pek çok şeyden bahsedebiliriz. Bunlarla ilgili medeniyetimiz, aklımızın, şu an sahip olduğumuz ilmin bize yol gösterici olacağına inanıyoruz. O teknolojiyi ne kadar çok uygulamaya sokarsak o kadar çok sorunumuzu çözeceğine inanıyoruz. O nedenle daha çok ilim, bilim ve teknoloji istiyoruz. Bunların ayrıca paylaşarak da çoğalması gerektiğini düşünüyoruz.”

“Üzerimize düşeni hiçbir ayrı gayrı gütmeden yapamaya hazır olduğumuzu ifade ediyoruz”

Fuarın gelişerek daha farklı bir kimliğe büründüğüne de dikkati çeken Tugay, yönetimde birliktelik mesajı vererek şunları kaydetti:

“İEF, belki o eski günlerinden daha farklı bir kimliğe bürünmüş olabilir ancak halen yapıldığı günlerde İzmir’in ve çevre illerimizin özellikle eğlence, kültür, aktivite, spor, sanat, ticaret ve alışveriş anlamında bir merkezi olmaya devam ediyor. Bu süre, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün İzmir İktisat Kongresi’nden sonra İzmir’e adeta yüklediği bir sorumluluk olarak başlamıştı. İzmir fuarı, sadece İzmir’in değil Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomi atılımının bir yansımasıdır. Bu nedenle çok önemlidir. Bu nedenle sahip çıkak ve geliştirmek için hepimize önemli görevler düşüyor. Biz Türkiye’mizin önümüzdeki yıllarda gerçek bir milli birlik ve beraberlik içerisinde bütün sorunları aşacağına yürekten inanıyoruz. Bu ülkenin evlatları olarak üzerimize düşeni hiçbir ayrı gayrı gütmeden yapamaya hazır olduğumuzu ifade ediyoruz.”

Yorgancılar: “Gelecek vaat eden şehirlerin başında gelmektedir”

Resepsiyonda konuşan TOBB Başkan Yardımcısı ve EBSO Başkanı Ender Yorgancılar, fuarın ekonomi üzerindeki etkisine değinirken İzmir’in, dünya sahnesinde önemli bir kent olmasına katkı sağladığını belirterek şöyle konuştu:

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk fuarı olan İEF, sadece ülkeniz değil, dünyanın en köklü ticaret fuarlarından biridir. Tarihimiz ve kültürümüzle gurur duymamız gereken önemli bir adımdır. Fuarımız, birçok ihtisas fuarının da öncüsü olmuştur. Artık fuarımız katılımcı firmalar ve misafirler açısından daha planlı ve programlı bir hale geldi. TOBB olarak 2025 fuar takvimini yayımladık Buna göre Türkiye genelinde 300 fuar organize edilecek. İzmir, İstanbul’dan sonra en fazla fuar düzenlenecek iller arasında yer aşıyor. 2025 yılında İzmir’imizde toplam 35 fuar gerçekleştireceğiz. İzmir, küresel bir arka şehir olma yolunda çok önemli bir potansiyele sahip. Gelecek vaat eden şehirlerin başında gelmektedir. İzmir, net ihracatçı bir şehir konumundadır. Yani ihracatımız, ithalatımızdan fazladır. Bunu da İzmir’imizin sanayicilerinin ve tüccarının başarısı olarak tanımlamamız gerekiyor.”

İmamoğlu: “Dijital araçların tüm topluma eşit ve adil bir biçimde yansıtılması meselesini de ayrıca ele alıyoruz”

Gelişmiş kentler ve fuarların önemine vurgu yaparak konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu, şunları söyledi:

“İzmir’le çok özdeşleşen bir organizasyon. Dünyanın dört bir yanından insanları yılar boyunca ağılamış. Yaklaşık bir asır önce o yılların koşularında doğmuş bir organizasyon ç Kendi geleneği yaratmış olması, ilham verici. İEF’de onur konuğu olarak misafir edilmek bizim için çok değerli .Özelikle farklı kurum ve kuruluşlarımızla burada temsil ediliyoruz. Kentlerimiz çok önemli ve kentlerimizin kendi içerisinde geliştirdikleri iyi uygulamaları başka şehirlerle paylaşmak bizim için çok önemli. Özelikle teknolojik gelişmeleri… Tabii çevre, kültür ve sanat için atılan adımlar çok önemli adımlar. İzmir ve İstanbul gibi ülkemizdin gelişmişinde önemli şehirlerimizin İstanbul ve İzmir gibi potansiyelleriyle ülkemizin gelişiminde öncü şehirlerimizin köklü mirasına sahip çıkmanın da çok önemli olduğunu düşünüyorum.  Kentin ortak akıl mekanizması diye tabir ettiğimiz İstanbul planlama ajansı, şehrimizin geleceğine dair atılacak adımları kentin dinamik yapısıyla insanlarıyla konuşarak geliştiren ve 2050’de nasıl bir İstanbul olmalı sorusuna yanıt arayan yapının olağanüstü faydalarını gördük. Görmeye devam ediyoruz. Bu vizyonumuz hayatın tüm çeşitliliğiyle, canlı, özgür olduğu herkesin iyi yaşadığı, mutlu ve huzurlu olduğu dünya şehri İstanbul'dur. İstanbul 2050 vizyonunda daha eşit, daha ve daha yaratıcı bir şehir olması yolculuğunda emin adımlarla yol yürüyor. Özellikle dijitalleşmeyle birlikte teknoloji kentlerimizde yaşamayı ve kentleri yönetmeyi kolaylaştıracak güçlü fırsatlar sunduğunu da biliyoruz. Bu fırsatlar bugün kentlerin planlanmasında akıllı yaklaşımlarını kaçınılmaz hale getiriyor ve bu konuda ciddi atılımlı adımlar ve yatırımlar yapmak zorunda olduğumuzu biliyoruz. Akıllı şehirciliğe dayalı kent yönetimi yaklaşımı, çok paydaşlı bir süreç olarak vatandaşların refahını arttırmak, daha verimli, sürdürülebilir ve kapsayıcı kentsel yaşamı sunmak, dijitalleşmeyi etkili bir şekilde kullanıma hayatın içerisine sürdürülebilir bir biçimde servis etmek kendilerimiz için çok önemli bir strateji. Tabii toplumun farklı kesimlerini, dijital araçlara erişiminde oluşturulan uçurum eşitsizlikler yarattığının da farkındayız. Bu nedenle dijital araçların tüm topluma eşit ve adil bir biçimde yansıtılması meselesini de ayrıca ele alıyoruz. Aksi halde teknolojik yaratıcılığın sadece belli bir zümreye hitap etmesi bundan faydalananların sayısını da azaltacaktır. ,Şehrin 16 milyon insanıyla birlikte hareket ediyoruz. Ortak akıl şiarıyla İstanbulluların kentin yönetimine katkı sağlayacağı adımları hayata geçiriyoruz.

“Her yönüyle ülkenin lokomotifi olduğunun fakrındayız”

Bugün çok özel bir noktadayız. İzmir İktisat Kongresiyle temellerinin atıldığı İEF’nin 93.yılında beraberiz. Şehrin önemini biliyoruz. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi kentlerimizin her yönüyle ülkenin lokomotifi olduğunun fakrındayız. İyi düşüncenin, iyi aklın ve Türkiye'ye faydalı işlerin nasıl olduğunun farkındayız. Bu tarafıyla bir şehirlerimizdeki görevimizi sadece şehrimiz insanına, hemşehrilerimize hizmet etme duygusuyla değil, aynı zamanda Türkiye'ye üstün bir sağlama gayreti içerisinde olduğumuz bilinciyle hareket ediyoruz. Bu bağlanmada dayanışmayı en üst seviyeye taşıyoruz.”

Ağar: “Dijitalleşmesine yönelik desteklerimizi geliştiriyor ve güçlendiriyoruz”

Ticaret Bakan Yardımcısı Özgür Volkan Ağar ise konuşmasında fuarın önemine vurgu yaparak şunları kaydetti:

“Hayatımızın her alanına giren teknolojik gelişmelerin önemi dikkate alındığında İzmir Enternasyonal Fuarının bu seneki temasının teknoloji olarak belirlenmesini bakanlık olarak çok isabetli bulduk. Ekonomik siyasetinde, ekonomi yönetimimizin yol haritası olan orta vadeli program ve 12. kalkınma planının temel çerçevelerinden birini teknolojik ve ideolojik dönüşüm oluşturuyor. Bu kapsamda iki bin yirmi üçte yüzde kırk nokta dörde ulaşan orta yüksek ve yüksek teknoloji ürünlerinin ihracatındaki payını iki bin yirmi sekizde yüzde kırk dokuz buçuğa yükseltmeyi hedefliyoruz. Yine Ticaret Bakanlığı olarak AR-GE ve üniversiteye ağırlık veren ihracatımızı arttırmak adına arkadaşlar uluslararası rekabetin geliştirilmesi projesi küresel tedavi şekli projesi gibi desteklerimizin yanı sıra e ihracat başta olmak üzere ihracatın dijitalleşmesine yönelik desteklerimizi geliştiriyor ve güçlendiriyoruz.”

Elban: Türkiye ile özdeşleşen bir fuar oluyor

İzmir Valisi Elban ise konuşmasında şunları söyledi:

“101 yıl önce güzel Atatürk’ün olağanüstü vizyonu ve dünya görüşüyle bu fuarın temeli atılıyor o günden bugüne fuar, gelişerek hem İzmir hem de Türkiye ile özdeşleşen bir fuar oluyor. Bu fuar, Türkiye’deki hem fuarcılığın gelişmesine hem de uluslararası fuarcılığın ülkemizde gelişmesinde önemli katkılar sunuyor. Böylesine önemli bir fuarda 93.’nü yaptığımız, teması teknoloji olan bu fuarda bizleri yalnız bırakmayarak bizleri onurlandıran Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımıza şükranlarımızı sunuyoruz. Bu fuarın yıllardan beri devam ediyor olması arkasında büyük bir destek ve çalışmayı gerektiriyor. Arkada çok ciddi bir emek var.1

Yılmaz: Bu yıl ki fuarın teması da teknolojik bağımsızlık adına çok önemli

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz  konuşmasında ekonomik gelişmelere ilişkin bilgi vererek şöyle konuştu:

“İzmir’imizin kültürel ve ticari hafızasında önemli bir yer tutan, 93. kez yapılmış olan bu seçkin organizasyona emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. İEF benim için ayrı bir anlam da ifade ediyor. Uzun yıllar kalkınma bakanlığı yaptım. İlk İktisat Kongresi’nde Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözlerini hatırlatmak isterim. ‘Siyasi ve asgari zaferler ne kadar büyük olursa olsun, ekonomik başarılarla taçlandırılmazlarsa kalıcı ve başarılı olamazlar.’ Ben bakımsızlığı ilki şekilde değerlendiriyorum. Birinci hukuki bağımsızlık. Bir de gerçek anlamda bağımsızlık var. O ikinci tür bağımsızlık güçle alakalı. Ülke olarak üreten bir yapıya sahipseniz o zaman gerçek anlamda bağımsız oluyorsunuz bizim kalkınma anlayışımız, ülkemizi gerçek anlamda bağımsız hale getirmektir. O dönemki şartlarda iktisadi bağımsızlığın altının çizilmesi çok önemli. Bu yıl ki fuarın teması da teknolojik bağımsızlık adına çok önemli. Önemli olan bilgi ve teknoloji üretmek. Bunu ekonomik ve ticari değer dönüştürüp pazarlayabilmek. Bunu başardığınızda tam anlamıyla gülü ve bağımsız bir şekilde yolunuza devam edebiliyorsunuz.

“Bugün geldiğimiz noktada cari açığımız yüzde 2’nin altına gerilmiş durumda”

100 yıllık bir cumhuriyetiz. Bugün geldiğimiz noktada 1.1 trilyon doları aşmış bir ekonomik büyüklüğümüz var. 17. Büyük ekonomiyiz dünyada. Bu yıl kurdaki istikrarla da birlikte bu rakamların dolar bazında üst noktalara çıkmasını bekliyoruz. Dış pazarlarımıza baktığımızda maalesef dünyanın çok iyi bir dönemden geçtiğini söyleyemeyiz. Dünyadaki ekonomik aktivite tarihin alt seviyelerinde seyrediyor. Bir yandan da bölgemizde jeopolitik riskler var. Bütün bu jeopolitik ortam ve ekonomik zorluklar içerisinde ihracatımızı artırmaya gayret ediyoruz. Temmuz ayı itibariyle ihracatımız 261,5 milyar dolara yükseldi. Bir taraftan da ithalattaki azalış süreci var. Bununla birlikte artan ihracat ve azalan ithalatla birlikte cari dengemizde ciddi bir iyileşme var. Cari açık, bizim kalkınma sürecimizde en kritik unsurlardan biridir. Dış dengemiz… Geçen yıl yüzde 6 civarında bir cari açığımız vardı. Bugün geldiğimiz noktada cari açığımız yüzde 2’nin altına gerilmiş durumda. Bu da döviz üzerindeki baskıyı hafifletmiş oluyor. Tarihimizin en büyük deprem afetinin yaralarını sardığımız bir dönemdeyiz. Hala bu iyileşme süreci devam ediyor. Sadece son iki yılsa 2 trilyon lira deprem ve deprem bağlantılı harcamalar için merkezi yönetim bütçemizden kaynak ayırdık. Bu büyük deprem yüküne rağmen bütçe açığımızı da belli bir seviyede tutmaya gayret ediyoruz. Yıl sonu itibariyle inşallah bu yılki bütçe açığımız yüzde 5’in altına gelecek. Cari açığın, bütçe açığının düştüğü, risklerimizin azaldığı, istikrarın arttığı bir dönemdeyiz.

“Bizim yapmamız gereken üretken yapay zekayı desteklemek”

Enflasyon en önemli problemimiz. Şu nu kabul ediyoruz. Vatandaşımızın en büyük sıkıntısı enflasyon. Bizim de birinci önceliğimiz enflasyon. Biz orta vadeli programımızda birinci yıl geçiş yılı olacak demiştik. İkinci yılımız dezenflasyon dönemi olacak ve üçüncü yılımız ise fiyat istikrarı. Birinci dönemimiz bitti. Bütçe ve cari açığı düşürdük. bütün bunlar sağlam bir zemin oluşturdu .O zeminle birlikte enflasyonla mücadele ediyoruz. Haziran’da dezenflasyon dönemi başladı. Ağustos ayı rakamlarında göreceksiniz yüzde 50’ye yakın bir rakam bekliyoruz. Eylül rakamları açıklandığında yüzde 50nin altlarında bir rakam göreceğiz. Orta vadeli programımızın temel amacı fiyat istikrarını sağlamak. Bir taraftan da yatırım ortamımızı geliştirmek için adımlar atıyoruz. Bizim yapmamız gereken üretken yapay zekayı desteklemek. Her alanda yapay zekayı verimliliği ve üretkenliği artırmak için kullanmalıyız. Buna imkan var ve bunu en iyi şekilde değerlendirmeliyiz. Teknolojik girişimciliği desteklemeye devam edeceğiz. Büyük sermaye gruplarına da bir mesajımız var. Lütfen AR-GE’ye daha fazla kaynak ayırsınlar, girişimci gençlere daha çok destek olsunlar. Başka bir çıkışımız yok. Büyük sermayeye sahip şirketlerimiz sermayelerinin bir kısmını teknoloji ve genç girişimcilere ayırırlarsa hem gençlerimiz hem de ülkemiz daha çok kazanır."

 

Kaynak: anka