MEHMET REBİİ ÖZDEMİR

(SAMSUN) - CHP Samsun Milletvekili Murat Çan, "Burada 730 dönüm arazinin bir şekilde ranta kurban gidilerek mera alanının kısıtlanması söz konusu. Toplam 1200 dönüm civarında mera alanı var burada. 730'u an itibariyle kartellere, şirketlere ve enerji şirketlerine devredilmek üzere. Vatandaşımız burada büyük bir isyan içerisinde, geçim sıkıntısı çekeceğini düşünüyorlar. Hemen şurada köyün ve birkaç köyün içme suyunun sağlandığı kaynak söz konusu. Hayvanların su içtiği kaynak söz konusu. Orada tehlike altında, vatandaşlarımız tepkilerini dile getiriyor. Biz de bunun takipçisi olacağız" dedi.

CHP Samsun Milletvekili Çan, Havza İlçesinin Hacıdede, Ağdırhasan ve Şeyhkoyun köylülerinin mera olarak kullandıkları alana Güneş Enerjisi Projesi yapılmasına karşı gelen yurttaşlarla bir araya geldi.

"Vatandaşımız burada büyük bir isyan içerisinde"

CHP Samsun Milletvekili Murat Çan şunları söyledi:

"Hacıdede merasındayız. Sadece Hacıdede'ye değil, Şeyhkoyun ve Ağdırhasan köylerini de ilgilendiren, onların da hayvanların otlatıldığı bu mera daha önceden de bahsettiğimiz gibi şu ormanlık alana tepeye doğru rüzgâr enerjisi ve bu alana da güneş enerjisi santralleri kurulmak üzere İl Tarım Komisyonu tarafından biz konuştuktan sonra Perşembe günü ilk onayı yapıldı. Bundan sonra artık mahkeme süreci başlayacak. Buranın önemi şudur; 100 yıl önce bu topraklara gelen vatandaşlarımız, Selanik'ten gelen vatandaşlarımız 100 yıldır ekmeğini burada hayvancılık yaparak, tarım üreterek ve bu dağlarda kekik toplayarak ve bunları da daha sonra peynire, süte ve diğer sebze, meyveye çevirerek, Salı günü Havza pazarında satarak geçimlerini sağlıyorlar. Burada 730 dönüm arazinin bir şekilde ranta kurban gidilerek mera alanının kısıtlanması söz konusu. Toplam 1200 dönüm civarında mera alanı var burada. 730'u an itibariyle kartellere, şirketlere ve enerji şirketlerine devredilmek üzere. Vatandaşımız burada büyük bir isyan içerisinde, geçim sıkıntısı çekeceğini düşünüyorlar. Hemen şurada köyün ve birkaç köyün içme suyunun sağlandığı kaynak söz konusu. Hayvanların su içtiği kaynak söz konusu. Orada tehlike altında, vatandaşlarımız tepkilerini dile getiriyor. Biz de bunun takipçisi olacağız."

"Bizler bu uğurda mücadele edeceğiz"

Havza'nın Hacıdede mahallesi sakinlerinden Ozan Özkan, "Ben aslen Zootekni Ziraat Mühendisliği alanında eğitim gördüm. Alanım tarım hayvancılık üzerine ve meraları kapsamaktadır. Şimdi ana kaynak RES yardımcı kaynak GES projesi adı altında kadimden beri bu topraklarda hayvanlarını otlatarak geçimini sağlayan bu köylünün merasına özel bir firma tarafından Güneş Enerji Santrali kurulmak isteniyor. Yapılacak bu santralle ilgili iki yıl önceki ÇED toplantısında köylü karşı olduğunu dile getirmişti. Ancak gelinen süreçte ÇED süreçleri vs. sonucunda yakın birkaç gün öncesinde komisyondan onay geçti" dedi.

Şeyhkoyun mahallesi sakinlerinden Rahşan Çakır, "Burada hayvancılık yapıyoruz. Hayvanlarımız buralarda otluyorlardı yıllardır. Hala da otluyorlar ama bundan sonraki süreçte nasıl olacak hiç bilmiyoruz. Buralar sadece hayvancılık değil. Kuşburunlarımız vardı, kekiklerimiz vardı. Köylünün ve de çevre illerden, ilçelerden gelip buralarda o kadar güzel toparlanıyordu. Şimdiden sonra nasıl olacak hiç bilmiyoruz. Bu köylü olarak bizim başka yapabileceğimiz bir şey yok, bildiğimiz bir şey yok. Hayvancılığımızı öldürmeye çalışıyorlar anladığımız kadarıyla. Bütün otlaklarımız bitecek, bu hayvanlar nerede otlayacak? Bütün doğayı katledecekler. Biz karşıyız köylü olarak" diye konuştu.

"Elektrik enerjisi kamu eliyle yönetilmeli"

Samsun Elektrik mühendisleri Odası Başkanı Adnan Korkmaz ise şunları söyledi:

"Elektrik enerjisi olmadan bugünkü dünyada ne sanayi olur ne ticaret olur ne eğitim olur ne sağlık olur hiçbir şey olmaz. Ondandır ki deriz ki elektrik enerjisi aslında bir insan hakkıdır. Elektrik enerjisi insan hakkı olduğu için deriz ki, elektrik enerjisi doğru planlamayla, doğru yatırımla halka en ucuz şekilde ve en kaliteli şekilde iletilmesi gerekiyor. Elektrik enerjisi insan hakkı olduğu için diyoruz ki, elektrik enerjisi kamu eliyle yönetilmeli diyoruz, bütüncül bir politikayla yönetilmeli diyoruz. Yıllardır bunları söylüyoruz, kamucu bir politikayla yönetilmeyen, halkın yaranına olmayan bir politikayla yönetilmeyen bir sistemle de maalesef böyle şeylerle karşılaşıyoruz ve karşılaşmaya da devam edeceğiz. Güneş enerjisine karşı çıkma gibi bir elektrik mühendisliği odasının veya bir elektrik mühendisi olarak benim karşı çıkma gibi bir durum olamaz ama dediğim gibi yapılan yatırımların artısı eksisi nedir ona bakmalıyız, halkın yaranına bir yatırım var mı ona bakmalıyız."

"Köy halkı olarak kabul etmiyoruz"

Havza Hacıdede köyü muhtarı Erkin Demircan, "Bu alanda bu köylerde 100 yıllık bir geçmişimiz vardır. Geçimimiz tarım ve hayvancılık, ama tarımda, Mübadil köy olduğumuz için arazimiz kısıtlı. Hane başı 30-40 dönüm bir tarım var. Bunlarla da geçim zordur. Tek uğraşımız hayvancılık, yani bunu da hükümet olarak bu meralara el koyup da hayvancılığımızı da bitirme aşamasına gelmek üzereyiz. Daha ileride geleceğimize dair, geleceğimize dair gençlerimize, çocuklarımıza bu alanı yok ettirmememiz lazım, biz de köy halkı olarak buna itirazda bulunuyoruz, kabul etmiyoruz" dedi.

Ağdırhasan köyü muhtarı Mustafa Yurduseven ise, "Burası ortak kullandığımız mera alanı. Bizim hayvanlarımız da burada otluyor. Bizim vatandaşlarımızın çoğunda sosyal güvenlik sigortası falan hiçbir şey olmadığı için sadece geçimini hayvancılıkla karşılıyor. Burada otlattığı hayvanlarını salı günleri süt, yoğurt, tereyağı yapıp pazarda satıyor. Bu enerji sistemi buraya kurulduğu zaman hiçbir şekilde burada bu geçimini de sağlayamayacak artık. Biz kesinlikle istemiyoruz" ifadelerini kullandı.

"Biz şehre göç etmek istemiyoruz"

Havza’nın Hacıdede köyü sakinlerinden Nazike Kurt, şunları kaydetti:

"Ben bu köyün çobanıyım hem de kadın olarak. Bu köylü bak sopanın ucuyla dağı taşı gezerek ekmeğini kazanmanın peşinde. Tarlalarımızda verim olur, istediği gibi satamazlar. Köyümüzde enerji yapılır, oralar kapatılır. Şu dağımızda ot bitmez dediler. Bu dağda ot öyle biter ki insan bile aç çıksa karnını doyurup geri iner. Mantarı var, kekiği var, kuşburnu var. Ayrıca malımızın bütün yiyeceği burada. Nereye gideceğiz biz? Şehre gitsek alan yok, burada kalsak karnımızı doyuramayız, çoluğumuz çocuğumuz bu işi zaten yapmaz. Cumhurbaşkanı şükretsin köylünün emek ettiğine, yarın bu köylü bu hayvancılığı bıraktığı zaman herkes aç belki de bunlara çare bulabilir mi Cumhurbaşkanı? Biz köyümüzden memnunuz, şehre de göçmek istemeyiz. Buralarda anamız babamız buralarda doğmuş büyümüş, bizler de öyleyiz. O kadar imkân var, başka yerlere gidin, bizim dağımız müsait değil. Güneş enerjisi yapılması lazım, bırakın bizim malımız burada doysun. İnsanlarımızı memnun bırakın, sizden ricam uzak durun bizlerden. Bırakın köylü rahat yaşasın, zaten canı boğazına gelmiş."

  

Kaynak: anka