(İZMİR) - CHP İzmir İl Başkanlığı, milli eğitimde yaşanan sorunlarla ilgili CHP’nin düzenlediği 24 saat süren Eğitim Maratonu’nun ardından açıklama yaptı. Milli Eğitimden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Ali Bektaş, “22 yıllık AKP iktidarının eğitim sistemimizde yarattığı tahribatı gerek sokaklarda gerek Meclis’te, gerek yargı yoluyla, olduğumuz her yerde dile getirmeye ve mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.

CHP, eğitimde yaşanan sorunlara dikkat çekmek için Ankara'da 24 saat süren Eğitim Maratonu düzenledi. Maratonun ardından CHP İzmir İl Başkanlığı, “Eğitim Maratonu" ve milli eğitimde yaşanan sorunlarla ilgili basın açıklaması yaptı.

Milli Eğitimden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Ali Bektaş yaptığı açıklamada, madde madde eğitimdeki sorunlara değinirken iktidarın laik ve bilimsel eğitimden dinsel eğitime yönlendirme yaptığına dikkat çekti.

“En dertli ve en eksik alanı eğitim”

AK Parti iktidarında eğitimin kasti olarak niteliksizleştirildiğini belirten Bektaş, Türkiye’nin uluslararası platformda eğitim başarılarının günden günde azaldığını belirterek şunları söyledi:

“24 saat önce partimizin Ankara’da Meclis yanındaki Milli Egemenlik Parkı’nda başlattığı Eğitim Maratonu sonlandı. 24 saat boyunca, yüze yakın konuk ile eğitim gündemini konuştuk. İlk çıktı olarak diyebiliriz ki, eğitimi konuşmak için ne 24 saat ne de 48 saat yeterli değil. Çünkü eğitim sistemimiz maalesef bugün ne çağdaş ne laik ne bilimsel ne de kamusal bir hizmet anlayışına sahip. Bir çıkış yolu yok, nereye giderseniz gidin ülkemizin en dertli ve en eksik alanı eğitim. AKP iktidarı, bilerek ve isteyerek, kasti bir biçimde ülkemizde eğitimi baltalamıştır. Liyakatsiz atamalarla, eğitim sistemimizin niteliği yerle bir edilmiştir. Eğitim dinselleştirilmiş, piyasalaştırılmıştır. Köy okulları ve yatılı okullar kapatılmış, çocuklarımız kilometrelerce uzaklardaki okullara, taşımalı eğitime mecbur edilmiştir. Deprem bölgelerindeki çocuklarımız hala birleştirilmiş okullarda eğitim görmeye, 20 metrekarelik konteynerlerde ailecek yaşamaya devam etmektedir. Bugün ülkemizin gençliği sınavlarda her yıl daha düşük ortalama yapmaktadır. Uluslararası ölçme değerlendirme sonuçlarına göre 2002 öncesine göre geriye gidilmiştir. 2022 PISA araştırmasında Türkiye matematikte 39, fende 34, okumada 36. sırada yer almıştır. Bunun karşılığında iktidar, ÇEDES projesiyle çocuklarımıza camide bowling oynatma, maket mezarlarda ağıt yaktırma gibi pedagojik olmayan işler yaptırmaktadır.”

“Makbul ve itaatkar nesil yetiştirme istemiyle sürdürülmektedir”

Eğitimde uygulanan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin eğitimi bilimsel değil dinsel tabanlı hale getirdiğini kaydeden Bektaş, şu ifadeleri kullandı:

“İktidar, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli gibi çağ dışı ve laiklik karşıtı uygulamalar ile uğraşmakta, gerçek sorun ve sıkıntıları görmezden gelmektedir. Bu program; ihtiyaç analizi yapılmadan hazırlanmıştır, eğitim programları geliştirme ilkelerine ve akademik etik kurallarına uygun değildir. Program çerçevesinde hazırlanacak ders içerikleri ve materyallerinin geliştirilmesi için yeterli süre verilmemiştir ve program gerekli pilot çalışmalar yapılmadan uygulamaya konmak istenmektedir. İktidarın, kindar ve dindar nesil yetiştirme idealiyle başlattığı bu süreç, makbul ve itaatkar nesil yetiştirme istemiyle sürdürülmektedir. Bunun karşısında partimiz, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli için Danıştay’a iptal ve yürütmeyi durdurma davası açmıştır.”

“Eğitim fakültelerinin işlevi ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır”

Atanmayan öğretmenler ve büyük tepki toplayan Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi'ne de değinen Bektaş şunları kaydetti:

“2002 yılında 68 bin olan atanmamış öğretmen sayısı AKP iktidarında 1 milyona yükseltilmiştir. Öğretmenlerimiz okullarda şiddet görmekte, öldürülmektedir. Yoksulluk sınırının altında maaşlarla; aynı dersi veren ama farklı maaş alan altı farklı öğretmen yaratılmış, öğretmenlik mesleği itibarsızlaştırılmıştır. Öğretmenlik Mesleği Kanunu gibi, hiç bir paydaşla görüşülmeden sunulan kanun teklifleri ile öğretmenlerin hakları hiçe sayılmış, diplomaları geçersiz sayılarak adaylık statüsüne düşürülmek istenmiştir. Böylece eğitim fakültelerinin işlevi ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır.”

“Mülakat devam ettirilmekte"

Atamalarda mülakatın kaldırılması konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi vaadini hatırlatan Bektaş, şöyle konuştu:

“11 Nisan 2023’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçim beyannamesini açıklarken, kamuda işe alımlarla ilgili mülakatın kaldırılacağını söylemişti. 12 Mayıs 2023’te ise dönemin Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, ‘Mülakat olmayacak artık, KPSS puanına göre çok hızlı şekilde atamasını gerçekleştireceğiz. Yani tek kriter KPSS olacak.’ demişti. Maalesef bir seçim vaadi olarak kalan mülakatlar, şimdiki Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin tarafından ‘mülakat gibi mülakat yapacağız’ söylemiyle devam ettirilmektedir. İktidar kendi söyleminin aksine bundan vazgeçmeyerek, öğretmenlerimizi kendi amaçları doğrultusunda elemeye devam etmek istemektedir. 2022 KPSS sonuçları ile ek atama sözü verilen öğretmenlerin ataması yapılmamıştır. Engelli öğretmen atamaları yetersizdir. Ücretli ve sözleşmeli öğretmenlikle öğretmenlerimizin emekleri sömürülmeye devam etmektedir. Deprem bölgelerinde çifte mağduriyet yaşayan, atanmamış ya da okulu yıkıldığı için işsiz kalmıştır. Daha bir yıl önce eski Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in ‘Her 100 öğrenciye 1 rehber öğretmen’ vaadi yerine ÇEDES ile pedagojik formasyonu olmayan kişiler okullara sokulmuştur.”

“Üniversiteliler için yurt sorunu bir barınamama sorununa dönüşmüş durumda”

Yükseköğrenimdeki sorunlara da değinen Bektaş şunları söyledi:

“KHK uygulamaları ile üniversitelerimizin demokratik işleyişine son verilmiş, özgür düşüncenin ve bilimsel üretimin yerleri olması gereken üniversitelerimiz tektipleştirilmiştir. Anayasa Mahkemesi CHP’nin başvurusu üzerine verdiği kararda, üniversite rektörlerinin Cumhurbaşkanı tarafından atanması kararını Anayasa’ya aykırı bulunmuştur. Üniversiteliler için yurt sorunu bir barınamama sorununa dönüşmüş, yoksulluk gençlerimizin üniversiteyi kazansa bile gidememesine sebep olmuştur. Yüksek Öğretim Kalite Kurulu’na göre 2015 ile 2022 arasında 2,3 milyon üniversite öğrencisi okulu bırakmak zorunda kalmıştır.”

“616 çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetmiştir”

MESEM projesiyle ekonomik kriz ortamında çalışmaya mecbur bırakılan çocukların iş cinayetlerine kurban gittiğine dikkat çeken Bektaş, şu ifadeleri kullandı:

“Mesleki eğitim, Türkiye’nin eğitim gündeminin ana konularından biri olmaya devam etmektedir. MESEM’lerle çocuklarımız iş öğrenen değil, iş gören kişiler haline getirilmiştir. Çocuklarımız 4 gün işe 1 gün okula denerek okullardan uzaklaştırılmış, üzerine bir de yasal olmayan şekilde okul saati dışında ve hafta sonlarında ağır işlerde çalıştırılmıştır. Yoksul halkın çocukları için tek seçenek haline gelen MESEM’lerde birçok çocuğumuz fiziksel ve ruhsal sorunlarla baş başa bırakılmıştır. Çocuklarımız buralarda uğradıkları iş kazalarında yaralanmaya ve ölmeye devam etmektedir. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin araştırmasına göre ise 2013-2022 yılları arasında toplamda 616 çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetmiştir. Son bir yılda MESEM’lerde 336 öğrenci çıraklık yaptırılırken iş kazası geçirmiş, 9 çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetmiştir.

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve sorumlu Bakanlarının, ekonomi bilimini göz ardı eden siyasal tercihleri ile Türkiye, büyük bir ekonomik kriz ile karşı karşıya gelmiştir. Derin bir yoksullukla mücadele eden halkımız, çocuğunun beslenme çantasına bir yumurta bile koyamaz hale gelmiştir. Mahmut Özer’in 2022- 2023 Eğitim Öğretim yılının ikinci döneminde başlattığı okul öncesinde ücretsiz yemek uygulaması, bir yıl bile sürmeden, 2023- 2024 Eğitim Öğretim yılında, yeni bakan Yusuf Tekin tarafından iptal edilmiştir. Oysa, bir öğün ücretsiz yemek ve temiz su ihtiyacı çocukların sağlıklı gelişimi için hayati derece önem taşımaktadır. Yetersiz beslenme, çocukların fiziksel gelişimini, okul için hazır bulunuşluğunu, akademik başarısını ve okula devamını da etkilemektedir. Fakat iktidar bunu görmezden gelmeye devam etmektedir. Eğitim sitemimizin sorunları anlatmakla bitmeyecek hale gelmiştir. 22 yıllık AKP iktidarının eğitim sistemimizde yarattığı tahribatı gerek sokaklarda gerek Meclis’te gerek yargı yoluyla, olduğumuz her yerde dile getirmeye ve mücadele etmeye devam edeceğiz. Çocuklarımızı ve gençlerimizi AKP’nin karanlığına teslim etmeyeceğiz.”

Emeklilerin hesaplarında inceleme yok! Emeklilerin hesaplarında inceleme yok!

 

Kaynak: anka