(ANKARA) - CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, yeni adli yılın başlaması dolayısıyla yaptığı açıklamada, "Hukuk, insanların hak ve özgürlüklerini güvence altına alan bir kavramdır. Ne yazık ki ülkemiz bir hukuk garabetinin içerisindedir. Anayasa'nın ve Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının tanınmadığı bir ülkede hukuktan bahsetmek mümkün değildir" ifadelerini kullandı.
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, yeni adli yılın başlaması dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, hukukun en temel amaçlarının toplumdaki güvenliği, düzeni, barışı ve insanlar arasında eşitliği sağlamak olduğunu vurguladı. Hukukun toplumun bir arada yaşamasını sağlayan kurallar olduğunu belirten Başarır, şunları kaydetti:
"Hukuk, bilimin ışığında ortak aklın ve yaşanılan tecrübelerin bir ürünü olmalıdır. Hukuk, insanların hak ve özgürlüklerini güvence altına alan bir kavramdır. Ne yazık ki ülkemiz bir hukuk garabetinin içerisindedir. Anayasa'nın ve Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının tanınmadığı bir ülkede hukuktan bahsetmek mümkün değildir. Bunun en son örneğini Hatay Milletvekili Can Atalay kararında gördük. Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay’ın hakkındaki verdiği kararların askıya alındığını gördük bu ülkede. Bu durum bir ülkede hukukun tükendiğinin, ayaklar altına alındığının en somut göstergesidir. Can Atalay’ın özgürlüğünün kısıtlanması, adalet ve hukuk üzerinde siyasi baskının ürünüdür. Can Atalay’ın hala tutuklu olması, Gazi Meclisimizin onurunu da zedelemiştir. Can Atalay davası, ülkemizde bilimsel hukukun değil, Saray hukukunun işletildiğinin ispatıdır.
Saray hukuku her yerde baş göstermektedir. Çıkarılan hayvan hakları yasası, Saray hukukudur. Sosyal ağların yasaklanması, Saray hukukudur.
İktidarı eleştiren Dilruba adlı vatandaşımızın tutuklanması Saray hukukudur. AK Parti Genel Merkezi'ne 5 dakikalık mesafede katledilen Sinan Ateş’in davasının hala aydınlatılmaması Saray hukukudur. Ülkemizi yasa boğan 6 Şubat depreminin sorumlularının ortaya çıkarılmaması Saray hukukudur. Daha yüzlerce örnek verebileceğimiz düşünce ve ifade özgürlüğünün, basın özgürlüğünün yok sayılması Saray rejiminin ürünüdür.
Yaşanılan bunca hukuksuzlukların arkasındaki tüm siyasilere, hukukun bir gün kendilerine de lazım olacağını hatırlatmak gerekir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün en büyük eserim dediği Cumhuriyeti yaşatmak hepimizin en temel görevidir. Bu sebeple üstünlerin hukukunu değil, hukukun üstünlüğü ilkesi anlayışını herkesin benimsemesi gerekir. Bu duygu ve düşüncelerle, toplumun huzuru için barış için özgürlük için gelecek nesillerin güvencesi için yargının bağımsızlığı için mücadele eden tüm yargıç, savcı ve avukat meslektaşlarıma yeni adli yılda başarılar diler, saygılarımı sunarım."
