MUSTAFA USTA
(SİNOP) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, “Milli Eğitim Bakanlığı okullarda kayıt ücreti alınmayacağını dile getiriyor ama okullara yeterli ödeneği göndermiyor. Doğal olarak yöneticiler de okul aile birliklerine yükleniyorlar. Bugün, okul aile birlikleri olmasa temizlik ve hijyen konusunda okullarda büyük sorunlar yaşanır. Ayrıca merkezi hükümetin il ve ilçelerdeki tüm teşkilatlarında güvenlik elemanları var. Ama en çok korumamız gereken okulların kapısında yok" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, bir dizi etkinlik ve ziyaretler kapsamında geldiği Sinop’ta ANKA Haber Ajansı'na açıklamalarda bulundu.
“Öğretmenlerimiz yoksulluk sınırının altında maaşlarla zor koşullar yaşıyorlar”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, yeni eğitim yılının başlamasna kısa süre kala eğitimdeki sorunlara dikkati çekti. Özçağdaş şöyle konuştu:
“Eğitim öğretim yılımız yakında başlıyor. Bir eğitim öğretim yılı demek yoksul aileler için bir yandan tatlı bir heyecan bir yandan da ciddi ekonomik zorluklar demek. Maalesef, Türkiye kendisini ekonomist ilan etmiş olan Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı'nın ekonomi politikaları çerçevesinde kendi deyimleriyle irrasyonel politikalar nedeniyle ciddi bir enflasyon ve ekonomik kriz yaşıyor. Bu da doğal olarak yoksul ailelerin eğitim öğretim yılının hemen öncesinde ciddi bir şekilde ekonomik kriz yaşamalarına neden oluyor. Kırtasiye ücretleri, masrafları, kıyafet masrafları, servis ücretleri ciddi oranda artmış durumda. Türkiye’de hane halkı harcamaları her geçen yıl artıyor. OECD ortalamasının çok daha fazla üzerinde yüzde 15’lerden fazla olarak bir hane halkı harcaması yapılıyor. Türkiye OECD ortalamasında sondan 3’üncü durumda. Oysa, yüzde 1’ler düzeyinin altında olması gerekiyor. Doğal olarak aileler nitelikli eğitime kavuşabilmek için çocuklarına ciddi bir yatırım yapmak durumunda kalıyorlar ama maalesef karşılığını da alamıyorlar.
"Çocuklarımız ciddi bir açlık sorunuyla karşı karşıya"
Milli Eğitim Bakanlığı okullarda kayıt ücreti alınmayacağını dile getiriyor ama okullara yeterli ödeneği göndermiyor. Yeterli ödenek gönderilmediğinde doğal olarak yöneticiler de okul aile birliklerine yükleniyorlar. Bugün, okul aile birlikleri olmasa temizlik ve hijyen konusunda okullarda büyük sorunlar yaşanır. Salgınlara bile yol açabilir. Okul aile birlikleri okullarda bazı hizmetleri ayakta tutuyorlar. Örneğin, güvenlik hizmetli hiç sunulmuyor. Merkezi hükümetin il ve ilçelerdeki tüm taşra teşkilatlarında güvenlik elemanları var. Ama en çok korumamız gereken okulların kapısında yok. Çocuklarımız ciddi bir açlık sorunuyla karşı karşıya. En iyimser rakamlarla 3’te 1’i, bazılarında yarıya yakın çocuk yetersiz beslenme ve açlık sorunu yaşıyor. Biz çocuklarımıza okullarımızda bir öğün yemek veremiyoruz, temiz su veremiyoruz. Bunu başarmış olan bir ilimiz, valiliğimiz var. Tüm okullarda yapılmasını talep ediyoruz. Dolayısıyla, çocukların çok temel ihtiyaçları var. Yemek gibi, su gibi, kırtasiye gibi, güvenlik gibi, temizlik, hijyen gibi. Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu konularda ek bütçelerle okullarda yatırım yapmasını bekliyoruz.
"Türkiye’nin bu sıkıntıyı aşması gerekiyor"
Türkiye’nin bazı yerlerinde de ikili eğitimler var. Sabahın çok karanlık saatlerinde ve akşamın çok geç saatlerinde çocuklar ikili öğretim nedeniyle okullarına gidip geliyorlar. Derhal, bu okullara yönelik çalışmalar yapılması gerekiyor. Okul binalarının başka kamu kurumları tarafından kullanıyorsa boşaltılması, okul ihtiyacı varsa gerekiyorsa özel sektörden kiralanması ya da devir alınan okulların buralarda kullanılması gerekiyor. Türkiye’nin bu sıkıntıyı aşması gerekiyor. Bunlar eğitimin temel sorunları. Ailelerin bu feryatlarının bu çığlıklarının Milli Eğitim Bakanlığı tarafından duyulması gerekiyor. Bir diğer konu da öğretmenlerin sorunları. Maalesef öğretmenlerimiz yoksulluk sınırının altında maaşlarla her gün itibarlarına saldırılan açıklamalarla zor koşullar yaşıyorlar. İl, ilçe atama emri bekliyorlar. Milli Eğitim Bakanlığı'nın öğretmenlerimizin bu sorununu duyması öğretmenlik mesleği kanunu çerçevesinde getirilmek istenen ve tüm sendikaların itiraz ettiği hükümlerde yine tüm paydaşlarla baştan konuşularak ortak bir milli eğitim personel kanunu çıkarılmasına ihtiyaç olduğunu dile getirmek istiyorum.”