SİBEL KAHRAMAN

(BURSA) - Bursa'nın Gündoğdu köyünde üreticiler incir alım fiyatlarının düşüklüğünden dert yandı. Emeklerinin karşılığını alamadığını söyleyen incir üreticisi Adnan Kırcalı, "Bu sefer bırak yurt dışını, yurt içindeki vatandaşımız da yiyemeyecek. Gerekirse tarım politikasını değiştirelim. Benim için AK Parti, kara parti, yeşil parti önemli değil. Emeğimin karşılığını alamıyorum. İhracatçılar Birliği, kooperatifler, Tarım İl Müdürlüğü, ziraat odaları bu işlerle kim ilgileniyorsa ilgilenmeli" dedi.

Bursa’nın coğrafi işaretli siyah incirini üretenler zor günler geçiriyor. İncirlerini dökme noktasına geldiklerini söyleyen üreticiler, maliyetlerin geçen yıla göre artmasına karşın incirin alım fiyatlarının düşmesine tepki gösteriyor. Osmangazi ilçesi Gündoğdu köyündeki üreticiler, ANKA Haber Ajansı'na yaptıkları açıklamalarla, tarım polikatalarını ve firmaları eleştirdi. 

CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş ve il yöneticileri Gündoğdu köyünde incir üreticilerini ziyaret ederek, sorunlarını dinledi. İncirin bu sene 40 liradan alındığı söyleyen üreticiler, ancak bir günlük işçi yevmiyesinin 1200 lira olduğuna, mazot fiyatlarının ve maliyetlerin iki kart arttığına işaret etti. 

"İncir mazot parasını karşılamıyor"

Üretici Zafer Söğütçü, incirin şu anda işçinin, mazotun parasını karşılamadığını vurgulayarak, “Saat kaç olmuş, malımızı satamıyoruz. Üç, dört tane firma kapalı. Fiyat düşürme politikası yapılıyor. İncirin acılaştığı zamanı bizden daha iyi biliyorlar. Ona göre alım yapıyorlar. Geçen sene daha iyiydi ama bu sene berbat. Geçen sene 120-130 liradan açıldı incir. Bu sene 80 liradan açıldı. Maliyetler de iki katı arttı. Geçen sene mazot 20 liraydı şimdi 40 lira oldu. İşçi yevmiyesi 1200 lira oldu ama işçi bulamıyoruz. İnciri 50 lirada tutmaya çalışıyoruz. Yarın 40 belki 35 lira olacak. Avrupa'ya ihracat yapanlar inciri 40 lirada tutmaya çalışıyor. Türkiye'de bizim halkımız bunu 50, 70 liraya yiyor. Bunu anlamıyoruz. Nereye kadar gidecek bilmiyorum” dedi.

"Genç çiftçi kalmadı"

Üretici Doğukan Oğuz Genç de geçen seneye göre köylünün durumunun kötü olduğuna dikkati çekerek geçen sene 100 liraya sattıkları incirleri bu sene 40-50 liraya satamadıklarını anlattı. Genç, “Maliyetler geçen senenin iki, üç katı. İncir şu an bitmek üzere. Köylüyü bu vaziyette bırakmamanızı rica ediyorum. ‘Gençler köylerden gidiyor’ diyorlar. Ben de köydeyim ama gençler köyde değil. Genç üretici köyde durmak istese de durmuyor. Ben aynı zamanda fabrikada çalışıyorum ve buradaki malıma da bakıyorum. Ama yine de yetiremiyorum. O yüzden genç çiftçi tamamıyla yalan, genç çiftçi diye bir şey kalmadı. Çünkü gençler köyde kalmak isteseler de kalamıyorlar. Herkes ek iş yapmak zorunda” diye konuştu.

"Emeğimizin karşılığını alamadık"

Bir diğer incir üreticisi Adnan Kırcalı da ihracat firmalarından şikayetlerini dile getirdi. Yurt dışına giden ve yurt içinde dağılan incir fiyatındaki farka dikkat çeken Kırcalı, “Yurt içine giden incirlerimiz 50 lira. İhracata giden incirimiz 60 lira. Yurt içine çalışan şirketimiz kazanıyor da ihracata giden şirketimiz neden kazanamıyor? Geçen sene mazot fiyatları 22 lira civarıydı. Bu sene 45 lira. İşçi yevmiyelerimiz 500-600 liraydı. Bu sene 1000 liradan başlıyor, 1500 liraya kadar çıkıyor. Yatılı işçimiz var, yemekli işçimiz var. Kullandığımız gübreler var. Bu seneki işe bizim de aklımız ermedi. Emeğimizin karşılığını da alamadık” ifadeleri kullandı.

"Bu Türkiye'nin tarımı ne oldu? Nereye gidiyor?"

Gerekirse incirleri toplamayacaklarını belirten Kırcalı, “Bu sefer bırak yurt dışını, yurt içindeki vatandaşımız da yiyemeyecek. Gerekirse tarım politikasını değiştirelim. Benim için AK Parti, kara parti, yeşil parti önemli değil. Emeğimin karşılığını alamıyorum. İhracatçılar Birliği mi kooperatifler mi, Tarım İl Müdürlüğü, ziraat odaları bu işlerle kim ilgileniyorsa ilgilenmeli. Aydın'ın ilaçlı inciri 120 liraya, 130 liraya gitti. İncir 40 lira. Bir litre mazot alamıyorum ben o paraya. Çalıştırdığım işçinin parasını nasıl vereyim? Devlet politikası mı değişecek, tarım politikası mı değişecek, Anayasa'yı mı değiştirelim? Değiştirelim. Buna bir çare bulalım. Sesimizi sizin aracılığınız ile en yukarıya kadar duyurmak istiyoruz. Yoksa biz de toplamayız. Bizim malımız da kalsın. Ama bir sene emek verdik biz buna. 11 ay dibinde bekliyoruz, olsun da üç-beş kazanalım. Biz parayı toplamak derdinde değiliz. Ekmeğimizi çıkaralım. Bu Türkiye'nin tarımı ne oldu? Nereye gidiyor? Kimlerin eli var bu işlerde. Bizim derdimiz bu" diye konuştu.

"Ya birlikte olacağız, ya hiç olacağız"

Üretici Altan Turhan da dünyada sade 48 köyde siyah incir yetiştirildiğini aktararak, ancak fiyat politikaları nedeniyle zor günler geçirdiklerini ifade etti. Turhan, şunları söyledi:

“Bu ürünü yetiştirirken dokuz ay emek döküyoruz. Emeğimizi döktükten sonra karşılığında bir bedel bekliyoruz ama her sezon firmaların politikalarından dolayı artık yorulduk. Burada yan yana firmalar var. Zaman geçtikten sonra 100 liradan fiyat açılıp iki gün içerisinde 80 liraya düşüyor. Bu çok kötü bir durum. Yani ben bugün sekiz tane işçi çalıştırıyorum. Sekiz tane işçinin bir tanesinin 1200 lira maliyeti var. Ben günde 500 kilo, 1 ton incir toplayacağım. Onun bir kısmını mal sahiplerine vereceğim. Ondan sonra ben kazanacağım. İşçi benden daha çok para kazanıyor şu anda. Bizim kendi incirimiz gerçekten civar köylerde yok. Yani bu kabuğu bulma şansınız yok. Bunun lezzetini bulma şansınız yok. Dünyada yok. Bu özel ürüne talep o kadar çokken gelen firmaların hepsi zamanla kendi aralarında yaptığı politikalardan dolayı bir akşam da fiyat 100 lirayken 80-70 liraya düşüyor. Ve bugün 40 liraya düştü. Yarın belki 20 lira ödeyecekler. Artık toplanıp ya iki üç gün vermeyeceğiz ya da ürünü dökeceğiz artık. Bizi bıktırdılar. Biz ürün mü yetiştirelim yoksa yetiştirmeyelim mi? Biz yetiştirmedikten sonra bu insanlar ne yiyecekler? Olgun piyasası bile şu anda 50 lira. Yani öyle bir şey yapabilsek keşke Türkiye çapında seksen vilayette bizim ürünümüzü alsınlar. Biz sadece Türkiye'ye verelim istemiyorlarsa. Ya da bu firmalar gerçekten para kazanmıyorsa gelmesinler. Açmasınlar burada. Bunu açıyorsan, gelip bana burada depo kuruyorsan, yirmi beş firma geliyorsa yirmi beş firmanın aynı şekilde aynı kafayla bir şeyleri ortadan kaldırmak için uğraşıyorlarsa biz bıktık artık. Yorulduk yani. Ahmet bırakacak. Mehmet bırakacak. Kendi insanımız bile bizim çıkarttığımız siyah inciri yiyemeyecek yani. Biz herkes yesin istiyoruz. Ya bunu bütün iç piyasa yesin. Bütün Türkiye'ye dağıtalım. Ama insanların bize acımaları lazım şu anda. Bize yardımcı olmaları lazım. Özellikle büyüklerimiz, valimiz, belediye başkanımız hepsinin gelip burada konuşlanması lazım. Emeğimiz boşa gitmesin. Artık buramıza geldi. Yeter. Köyden de arkadaşlara söylüyorum. Ya birlikte olacağız, ya hiç olacağız."

"Her şey içler acısı"

Üreticilerin sorunlarını dinleyen Cumhuriyet Halk Partisi Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş da şu açıklamayı yaptı:

“Dünyanın en iyi kara incirinin yetiştiği Bursa'mızın 35 köyünden bir tanesi olan Gündoğdu köyünde incir üreticisiyle birlikteydik. Onların dertlerini, sorunlarını dinledik. Üretimden gelen sorunlarını dinledik, konuştuk. Her şey içler acısı. Geçen yıla göre göre maliyetler iki kart arttı ama alım fiyatı da geçen yılın yarısında. Üzüldük. Çünkü üretici malını toplamama noktasına gelmiş görünüyor. Belirli tekellerin burada fiyat belirlemesi ve o fiyat üzerinden köylünün, üreticinin mallarını alması buradaki olumsuzlukların gündemi. Köylülerimizin buradaki ürünlerinin hak ettiği değeri bulması için iktidarın ciddi şekilde bu sorunlara eğilmesi gerekiyor. Mustafakemalpaşa'da, Karacabey'de, Yenişehir'de yaşadığımız domates üreticisinin, kavun karpuz üreticisinin, biber üreticisinin yaşadığı sorunların kaynağı aynı. Bunu Gündoğdu köyünde de gördük. O yüzden bir an önce bu tarım politikalarını değiştirilip köylüye, çiftçiye, üreten insana destek olunması gerektiğini bir kez daha ortaya koyuyoruz. Biz de çok duygu dolu anlar yaşadık. Yani üreten insanın bu kadar sitem etmesi, isyan etmesi... İktidarın bir an önce bir an önce bu tarım politikasını değiştirip, hayata geçirip burada destek olması gerekiyor. Hatta gerekirse iktidarın ve yönetenlerin buradaki ürünleri hak ettiği fiyattan almasına yönelik talebimiz olduğunu da bilmelerini istiyoruz.”

Kaynak: anka