ZEHRA DEĞİRMENCİ/SİBEL KAHRAMAN
Türk Veteriner Hekimler Birliği Merkez Konseyi Üyesi ve Bursa Veteriner Hekimler Odası Başkanı Melike Baysal, 4 Nisan Dünya Sokak Hayvanları Günü’nde belediyelere 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'na uymaları çağrısında bulundu. Baysal yeni seçilen yerel yönetimlerden hayvan mezarlıkları yapmalarını da söyledi.
Türk Veteriner Hekimler Birliği Merkez Konseyi Üyesi ve Bursa Veteriner Hekimler Odası Başkanı Melike Baysal, 4 Nisan Dünya Sokak Hayvanları Günü’nde ANKA Haber Ajansı’na değerlendirmelerde bulundu. Baysal, dağ yollarına atılan sokak hayvanları, kent ve kırsaldaki hayvanların refahı, belediyelerin görev ve sorumlulukları konusunda yeni seçilen yerel yönetimlere de çağrıda bulundu.
"20 YILDIR GÖREVİNİ YERİNE GETİRMEYEN KURUMLAR VAR"
Baysal şöyle konuştu:
"Bugün Dünya Sokak Hayvanları Günü nedeniyle buradayız. Burası Uludağ yolunda, Orhaneli ilçesine doğru Bursa'dan yirmi kilometre uzaklaştık. Hemen arkamız Doğancı Barajı. Burası yaban hayatının da başladığı yer. Arkada görüyorsunuz köpek kulübeleri var. Sahipsiz hayvanlar bir şekilde buraya aslında atılmış. Çok uzun yıllardır olduğu gibi devletin diyeceğim, görevini yapmayan devletin tabii yerel yönetimler aslında da, onlar görevini yapmadığı için hayvanseverler burada onlara kulübe yapmışlar. Mamaları var. Ekmek parçaları var, bunlar bozulur bozulmaz, küflenir küflenmez, hayvanlara zarar verir vermez, artık bu kısmı tartışabilecek durumda değiliz ne yazık ki. Çünkü insanlar gerçekten bu hayvanlara bir şekilde yardım edebilmenin derdindeler. Tabii 2024 yılında Bursa gibi bir büyük şehirde bu konuyu konuşmamamız gerekir normalde. 5199 sayılı kanunla 2004 yılında sahipsiz hayvanların tüm kısırlaştırma, tedavi, bakım, rehabilitasyon görevleri yerel yönetimlere verildi. Aslında bugün şu açıdan da anlamlı oldu. Birkaç gün önce mahalli idareler seçimlerimizi tamamladık. Tüm ilçelerde, büyük şehirlerde yeni yönetimler şekillendi, bazılarında eskileri devam ediyor ve 20 yıldır bu görevini yerine getiremeyen kurumlardan bahsediyoruz aslında yerel yönetimler olarak.
"5199 SAYILI KANUNA HERKES UYMAK ZORUNDA"
Biz şimdi bugün tekrar hatırlatıyoruz; 5199 sayılı kanuna bütün yerel yönetimlerin uymasını istiyoruz, uymak zorundalar. 2021 yılında yeni bir revizyonla yerel yönetimlere aslında görevleri tekrar hatırlatıldı. Dendi ki 31 Aralık 2022 tarihine kadar büyükşehirlerde ve nüfusu 75 binin üstündeki belediyelerde mutlaka bakımevleri kurulacak. 25 binin üstündeki diğer belediyelerde de 31 Aralık 2024 tarihine kadar bu bakımevleri kurulacak. Dolayısıyla bu görevini yerine getirmemiş olan belediyeleri artık biz göreve çağırıyoruz. Onları denetlemekle yükümlü olan kurumları da denetleme görevine çağırıyoruz. Biz veteriner hekimler olarak, veteriner hekimlerin meslek örgütleri olarak iş birliğine hazır olduğumuzu tekrar söylüyoruz. Buradaki en önemli konulardan biri bütçe. Bu bütçeler Avrupa Birliği projeleriyle hazırlanabilir. Birçok sosyal sorumluluk projesi kapsamında beslemeyle ilgili birtakım etkinlikler yapan firmalar, kurumlar var. Bunlar besleme yerine kısırlaştırmaya destek olabilirler. Onların yardımlarıyla destekleriyle bu süreçler yürütülebilir. Aynı zamanda belediyelerle birlikte il özel idareler yine kırsalda bu rehabilitasyon, kısırlaştırma sürecinden sorumlu il özel idareler görevlerini yapabilirler.
"ÖNLEM ALINMAZSA SAHİPSİZ HAYVAN SORUNU DEVAM EDER"
Bugünlerde çözüm için konuşulan bir konu var. Hatta yerel yönetimlerle ilgili seçim sürecinde de belediye başkan adayları bu konularla kimi tehdit edildi, kimi önerilerle karşılaştı. Hayvanların bir araya toplanması mümkün değil çünkü biraz önce de söylediğim gibi onlar sürü psikolojisiyle yaşıyorlar. Dolayısıyla belli alanlara bu hayvanları hapsetmek, onları bir arada tutmaya çalışmak mümkün değil. Bir süre sonra çok ciddi sıkıntılar yaşanacak. Hastalık anlamında sıkıntılar yaşanacak, bakımları zorlaşacak. Dolayısıyla tek çözüm kanunda da söylendiği gibi kısırlaştırma. Tam bugün bütün köpekler ve kediler kısırlaştırılsa bile bizim birkaç ay sonra yeniden sahipsiz hayvan sorunumuz olur. Çünkü mikroçiple kimliklendirme Türkiye'de tam olarak tamamlanamadı sahipli hayvanlarda. Birtakım cezalarla karşı karşıya bırakıldı hayvan sahipleri süre verildiği için. Dolayısıyla kedisini ya da köpeğini kısırlaştırmadan sokağa bırakan, bu konuda daha az sorumluluk duyan insanlar nedeniyle, artık petshoplarda kedi, köpek satılmıyor ama merdiven altı üretim çok fazla, bunlar eliyle, yurt dışından kaçak getirilen hayvanlar nedeniyle, kırsalda kısırlaştırma ve rehabilitasyon hizmetlerinin tam olarak verilememesi nedeniyle bizim çok kısa sürede yeniden sahipsiz hayvan sorunumuz olacak. Dolayısıyla bu diğer önlemlerin de kısırlaştırmayla birlikte alınması gerekiyor.
HAYVAN MEZARLIĞI TALEBİ
Sokaklarda hayvanların yaşamlarıyla ilgili çok fazla şey konuşuluyor. Halk sağlığı da konuşuluyor ama şunu her zaman ihmal ediyoruz. Sokaklarda yaşamak aslında onlar için de uygun değil. Trafik kazaları, hastalıklar, açlık nedeniyle çok fazla ölüm var. Ve hak etmedikleri bir şekilde ölüm var. Düşünün burada hiç canlı yaşamı yok onlar dışında ve bir grup hayvansever olmasa birkaç gün içinde açlıktan ölecek bu hayvanlar ya da birbirlerine zarar verecekler. Dolayısıyla onlar için de uygun bir yaşam değil. Sadece sahipsiz hayvanlar için değil, sahipli hayvanlar için de bir hayvan mezarlığı Bursa'da yok aslında Türkiye'nin birçok yerinde yok. Ben şu ana kadar 1-2 tane ilde duydum. Bursa'da vardı aslında, kaldırıldı. Ama yeniden Türkiye'deki tüm belediyelerde, tüm illerde en az bir tane hayvan mezarlığı olmak zorunda. İki nedenle onların hem beden bütünlüğünün korunmasını hak ediyorlar hem de halk sağlığı açısından çok önemli. Herhangi bir yere atılmamalı. Diğer hayvanların sağlığı açısından da önemli. Hem de sahipli hayvanlar için özellikle insanlar çok uzun yıllar yaşamlarını paylaştıkları kedi ve köpeklerinin ölümlerinden sonra nerede olduğunu bilmek istiyorlar ve o yüzden belediyelerin insanlar için olduğu gibi hayvanlar için de bu görevi yerine getirmesi gerekli. Hayvan mezarlığı talebimiz de var tabii.
"1380 BELEDİYE, 350 CİVARI İSE BAKIMEVİ VAR"
Tam da Dünya Sokak Hayvanları Günü'nde ve yerel yönetim sürecini yeni bitirmişken özellikle şu çağrının altını tekrar çizmek istiyorum; Türkiye'de 1380 civarı belediye var ne yazık ki 300-350 civarında da bakımevi var. Dolayısıyla ben bugün buradan tüm belediyelere artık bu görevlerini yerine getirmesini ve bakımevlerini kurmalarını, belediyelerde veteriner işleri müdürlüğünü kurarak veteriner hekim ve eğitimli yardımcı personeli istihdam etmelerini, hatta büyük şehirlerde sadece kısırlaştırma ve rehabilitasyon hizmetleri için değil vektör mücadelesi, bazı alanlarda sağlıklı gıdalar için de görevleri olan veteriner halk sağlığı müdürlüklerini kurmaları gerektiğini tekrar hatırlatmak istiyorum."