Aydın'ın Kuyucak ilçesine bağlı Pamukören mahallesinde büyükbaş hayvan besicisi Servet Başkaya, "Hayvancılıkta et ile süt birbirinden ayrılmayan ikilidir. Süt para kazanmadığı sürece, besilik hayvan üretimi azalır. Yıllardan beri bakanlığımız enflasyonunu düşüreceğim diye süt üreticisini zarar ettirdi. Süt üreticisi para kazanamadı. Böyle olunca hayvan kesimleri hızlı bir şekilde devam etti. Bugün etteki sıkıntının asıl nedeni son 5 yıldır ahırlardan kesilen hayvanlardır" dedi.
Aydın Kuyucaklı hayvan üreticileri, maliyetlerin artması ve et arzında yaşanan sıkıntıları dile getirdiler. Besici Servet Başkaya, "Süt üretiminde 1 litre süte bir buçuk kilo yem alabilmemiz lazım. Biz bunun adına yem paritesi diyoruz. Böyle olunca 11 lira hesap edildiğinde, sütün fiyatı 16,5 lira 17 lira arasında olması gerekir. Türkiye'de bu insanlarımız, bu dediğimiz ürünleri tamamen üretme kabiliyetine haizdir. Ancak yıllardan beri, Tarım Bakanlığı ve devletimiz tarımda kullanılan enerjiye, mazota, suya yeterince yatırım yapılmadı" ifadelerini kullandı.
"1 LİTRE SÜTE 1 BUÇUK KİLO YEM ALINABİLMELİ"
Servet Başkaya, şunları söyledi:
"Buradaki ahırın yaklaşık yıllık bin ton silaj ihtiyacı var. 200 ton civarında saman, arpa hasılı kaba yem alıyoruz, 200 ton civarında da yonca kullanıyoruz. Onun dışında mısır, arpa ezmesi, pamuk çekirdeği, pamuk küspesi gibi ürünleri takviye olarak kullanıyoruz. Bunların aylık toplamı da yaklaşık 30 ton civarında. Bu yemlerin hepsini inekler değil, çiftlikteki buzağılar diğer hayvanlarımıza da yediriyoruz. Şu anda silajın fiyatı yaklaşık kilogramı 2,5 lira, yoncanın fiyatı 7 lira ile 7,5 lira arasında. Saman fiyatları bu sene 3 lira arasındaydı. Diğer ürünler ise bilindiği üzere ithal ürünler. Bugün yem sanayinde kullanılan ham maddelerin yüzde 60'ı yurt dışında dolar bazına gelmekte. Bununla birlikte yem fiyatları dolar arttıkça, elektrik fiyatları arttıkça yükseliyor. Şu anda bu saydığımız maliyetlerinin kilo fiyatı 11 lira civarında. Süt üretiminde 1 litre süte bir buçuk kilo yem alabilmemiz lazım. Biz bunun adına yem paritesi diyoruz. Böyle olunca 11 lira hesap edildiğinde, sütün fiyatı 16,5 lira 17 lira arasında olması gerekir. Türkiye'de bu insanlarımız, bu dediğimiz ürünleri tamamen üretme kabiliyetine haizdir. Ancak yıllardan beri, Tarım Bakanlığı ve devletimiz tarımda kullanılan enerjiye, mazota, suya yeterince yatırım yapılmadı. Böyle olunca ürün maliyetleri sudan enerjiden dolayı yükseliyor. Üretimin artması için, su ve enerjinin ön planda tutulması gerekir. Üreticinin desteklenmesi gerekiyor.
"SÜT PARA KAZANDIRMADIĞI SÜRECE HAYVAN KESİMİ ARTAR"
Bölgemizde 'vahşi sulamadan vazgeçiniz' deniliyor. Sen sulama yatırımlarını yaptın da çiftçi vaz mı geçmedi vahşi sulamadan. Sizler kapalı sulama sistemlerini yapmıyorsunuz, diğer yatırımları yapmıyorsunuz ondan sonra vahşi sulamadan vazgeçin diyorsunuz. Vazgeçeriz bizim insanımız üretmeye hazır fakat ürettiği malın değerinde satılması gerekir. Ülkemizde son 20 yıldır değişik bakanlarımız geldi. Bu hayvancılıkta herkes bir yol haritası çizdi. Hayvancılıkta et ile süt birbirinden ayrılmayan ikilidir. Süt para kazanmadığı sürece, besilik hayvan üretimi azalır. Yıllardan beri bakanlığımız enflasyonunu düşüreceğim diye süt üreticisini zarar ettirdi. Süt üreticisi para kazanamadı. Böyle olunca hayvan kesimleri hızlı bir şekilde devam etti. Bugün etteki sıkıntının asıl nedeni son 5 yıldır ahırlardan kesilen hayvanlardır. Böyle olunca besilik materyal de azaldı. Böyle olunca dişi inekler azaldı. Hayvancılığın kurtulması için ilk yapılacak işlerden birisi süt üreten insanların para kazanması lazım. Para kazanması için de maliyetlerinin düşmesi lazım. Geçtiğimiz dönemlerde zaman zaman hayvancılık para kazandı fakat her dönemde 30-35 yıl içerisinde ha bugün iyi olacak ha yarın iyi olacak derken topal aksak bugünlere kadar geldik."